Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
İki büyük dünya savaşının mirası yıkım, korku ve hem bedeni hem de ruhu derin hasar almış bir insanlık olmuştur. Adına Soğuk Savaş denen gerginlik dünyayı ikiye bölmüş; atom bombasının ve savaşların dehşetine tanık olan insanlık bilinmezlik, patlak verecek yeni bir savaş ve istila korkusunun karanlık gölgesi altında kalıp ezilmiştir. Toplumları derinden etkileyen böyle büyük trajedilerin, sinema üzerinde de etki yaratması kaçınılmazdır. Sonuçta sinemanın amacı tıpkı diğer sanatlar gibi özünde insanı anlatmaktır.
Günümüzde dünyanın içinde bulunduğu durum nasıl distoptik eserleri popüler kıldıysa, 50’li yıllarda da, özellikle batıda üretilen bilimkurgu filmlerinde uzaylı istilası (Invasion of the Saucer Men, 1957), bilinmedik bir düşmanla karşı karşıya kalma (The Beast from 20,000 Fathoms, 1953), tehlikeli deneyler neticesinde insanın canavara dönüşmesi (The Fly, 1958) gibi konular popüler olmuştur. Bilimkurgu sineması adına epey zengin geçen bu on yıl, sinema tarihine fazla sayıda klasik kazandırmıştır. Sizler için bu klasiklerin en iyi 10 tanesini listeledik.
1. The Day the Earth Stood Still (1951)
Bir uzay gemisi, insanların şaşkın bakışları arasında (her zaman olduğu gibi yine Amerika’ya) iniş yapar. Bu gemi Klaatu adlı uzaylıyı ve başa çıkılmaz bir robotu taşımaktadır. Tüm insanlık, özellikle de hükumet onların neden geldiğini merak etmektedir. Ancak Klaatu‘nun mesajı sırf Amerika’yı değil, tüm ulusları ilgilendirmektedir. Gezegenimizin geleceği tehlike altındadır.
Amerikalı bilimkurgu yazarı Harry Bates‘in 1940 tarihli Farewell to the Master adlı öyküsünden uyarlanan film, eleştirmenler tarafından kült yapımlar arasında gösterilmiştir. Öykünün 2008 senesinde bir kez daha sinemaya uyarlandığını, bu kez Klaatu rolünde Keanu Reeves‘in yer aldığını ve ona Jennifer Connelly, Kathy Bates gibi isimlerin eşlik ettiğini hatırlatalım.
2. The War of the Worlds (1953)
İngiliz yazar H.G. Wells‘in ilk kez 1898’de yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanan yapım, Marslıların dünyamızı işgalini konu ediniyor. Üç ayaklı ölüm makineleri kullanan uzaylılar, insanlığa acımadan saldırırlar. Onların hakkından gelense insanlar değil, hiç beklenmedik bir canlı olur.
Eser, yeni binyılda bu kez Steven Spielberg tarafından, yüksek bir bütçe ve konuda bazı değişikliklerle beyaz perdeye uyarlanmış, 2005 tarihli bu yapım başarılı olsa da 50’li yıllardaki uyarlamanın lezzetini yakalayamamıştır.
3. Invaders from Mars (1953)
Bir gece David MacLean odasına vuran göz alıcı ışıklar yüzünden uyanır ve pencereden baktığında bir uzay gemisinin az ötedeki tepenin ardına iniş yaptığına şahit olur. Ancak genç David gördüklerini kimseye inandıramaz. Dünyanın işgal altında olduğunu bir tek o biliyordur.
Marslıların istilasını konu edinen bu klasik film, 1986’da Tobe Hooper tarafından da yeniden çekilmiştir. Her iki uyarlamanın da başarılı olduğunu belirtip bir sonraki filme geçelim.
4. It Came from Outer Space (1953)
Yazar ve amatör astronom olan John Putnam ve öğretmen Ellen Fields bir akşam gökyüzünü izlerken, bir meteorun düşüşüne şahit olurlar. Ancak meteor sanılan bu şey, aslında dünyaya yanlışlıkla düşen bir uzay aracıdır ve korkunç görünüşlü bir canavarı taşımaktadır.
It Came from Outer Space 50’li yılların, bilinmeyene ve yabancı olana duyulan korkuyu temel alan tipik bilimkurgu filmlerinden biri olarak dikkat çekiyor.
5. Them! (1954)
Them! New Mexico’daki nükleer silah denemeleri sonucunda mutasyona uğrayan karıncaların saçtığı dehşeti konu ediniyor. Dev canavarlara dönüşen karıncalar insanlık için büyük tehdit haline geliyor.
Them! nükleer silah korkusunu ve doğanın dengesini nasıl bozduğumuzu gözler önüne seren bir böcek istilası filmi.
6. 20,000 Leagues Under the Sea (1954)
Denizler Altında Yirmi Bin Fersah, Fransız bilimkurgu yazarı Jules Verne’nin 1870 tarihli aynı adlı ölümsüz eserinden uyarlanmıştır. Film insanlardan kaçan Nemo isimli bir kaptanın, Nautilus isimli eşsiz denizaltısıyla yaşadığı serüvenleri konu edinmektedir.
1954 tarihli uyarlamada Kirk Douglas karşımıza zıpkıncı Ned olarak çıkıyor.
7. Forbidden Planet (1956)
Yalnız 50’lilerin değil, tüm zamanların unutulmaz filmleri arasında yer alan Forbidden Planet tam bir klasik. 23. yüzyılda, ışık hızını bile aşmayı başaran insanoğlu uzaya açılmış ve bilinmedik diyarları fethetmeye ve sömürgeleştirmeye başlamıştır. Birleşik Gezezenler Kruvazörü C-57D sonunda araştırmak için yola koyuldukları Altair-4 adlı gezegene ulaşır.
Mürettebatı karşılayanlarsa Dr. Morbius, güzel kızı Altaira ve Robot Robby olur.
8. Invasion of the Body Snatchers (1956)
Amerikalı bilimkurgu yazarı Jack Finney‘in bir uzaylı istilasını konu edinen 1955 tarihli romanı The Body Snatchers tam dört kez sinemaya uyarlanmıştır. Listemizde yer alan uyarlama, romanın yayımlanmasından bir yıl sonra gelmiştir.
Invasion of the Body Snatchers, 1978 tarihli uyarlama kadar dehşete düşürmese de 50’li yılların en parlak bilimkurgu filmlerinden biri olarak dikkat çekiyor.
9. The Incredible Shrinking Man (1957)
Radyoaktif sızıntı yüzünden gittikçe küçülen Scott Carey adlı bir adamın inanılmaz macerasını anlatan film, çekildiği tarih ve dönemin teknik imkanları göz önüne alındığında oldukça başarılıdır.
Film, daha çok I am Legend romanıyla tanınsa da birçok başarılı romana ve senaryoya imza atan Amerikalı yazar Richard Matheson‘ın romanından uyarlanmıştır. Yapımın senaryosunun da kendisine ait olduğunu belirtelim.
10. The Blob (1958)
Korku soslu bir bilimkurgu filmi olan Blob, uzaydan gelen ve önüne çıkan herkesi yiyerek büyüyen jöle benzeri bir yaratığın küçük bir kasabada estirdiği terörü anlatıyor.
1988’de yeniden ve başarılı bir şekilde çekilen film, bilimkurgu klasikleri arasında yer almakta.
