80’ler ve 90’lar hayal gücünün tavan yaptığı yıllardı. Bu dönemde teknoloji göz alıcı bir hızda ilerlemekte, insanları gittikçe kendine bağımlı hale getirmekte ve adeta bugünlerin altyapısını hazırlamaktaydı. 80’lerde kişisel bilgisayarlar, müzik dinlemeyi başka bir boyuta taşıyan walkman’ler, oyun konsolları, CD’ler, videokasetler dünyamızı geri dönüşü olmayacak şekilde değiştirdi. 90’lar da frene basmadan 80’lerin peşinden gitti. Bu gelişmeler günümüz ile kıyaslanınca parlaklıklarını yitiriyor gibi görünseler de hayal gücü ile birleştiklerinde ortaya tadından yenmez işler çıkıyordu.
Bu hayal dozu yüksek işlerin ortaya çıktığı bir sektör de sinemaydı. Dönemin bilimkurgu filmleri, teknik imkânlar kısıtlı olsa da hayli dikkat çekici ve boldu. Belki günümüzdeki kadar kafa kurcalayan ve bilime sadık değillerdi, ama yine de iştah açıcı bir lezzete sahiplerdi. Evrenin derinliklerinden gelen ziyaretçiler, o dönemde uzak bir gelecek gibi görünen 2000’li yıllarda uzaya çıkmayı başarmış insanoğlunun yaşadığı maceralar ve farklı amaçlarla yapılsalar da katile dönüşen hain robotlar dönemin bilimkurgu sinemasında sıklıkla karşımıza çıkan konular arasındaydı.
E.T. the Extra-Terrestrial (1982), Blade Runner (1982), The Terminator (1984), Predator (1987), The Running Man (1987), The Abyss (1989), Terminator 2: Judgment Day (1991), Contact (1997), Twelve Monkeys (1995), Dark City (1998) gibi bilimkurgu sineması tarihine kazanmış filmlerin hakkını teslim etmekle birlikte, 80’lerde ve 90’larda bilimkurguya asıl renk katan B-movies denen düşük bütçeli filmler oldu. Hayal gücünde sınır tanımayan bu filmlerin ortak özelliği eğlenceli olmaları ve insanda bir kamera bulup film çekme isteği uyandırmalarıydı. Bilimkurgu sinemasındaki bu renklilik, farklı türlerin bilimkurgu ile buluşmasını sağladı. Yazımızın asıl konusunu oluşturan komedi ve erotizm ile harmanlanmış bilimkurgu filmleri ise 90’lı yıllarda izleyici karşısına çıkmaya başladı. Gelin hala hayata geçirilmeyi bekleyen teknolojilerle dolu bu filmlerin birkaçına bir göz atalım.
1. Emmanuelle in Space (1994)
Erotik sinema denince akla ilk gelen filmlerden biri olan ve 70’li yıllarda erkeklerin aklını başından alan Emmanuelle, 1994’te izleyici karşısına bu kez Emmanuelle in Space olarak, yedi bölümlük bir dizi formatında çıktı. Dolgun hatlara sahip Krista Allen tarafından canlandırılan Emmanuelle, maceralarına başka bir gezegenden gelen uzaylılar ile devam ediyor, bu yabancı ziyaretçileri aşk ve cinsellik ile tanıştırıyordu.
Ülkemizin ilk ücretli ve şifreli kanalı olan Cine5’te de yayınlanan Emmanuelle in Space, bilimkurguyu erotizm ile buluşturan en kaliteli yapım olarak gösterilebilir.
2. Virtual Encounters (1996)
Sanal gerçeklik, günümüzde daha çok eğlence ve oyun sektöründe ön plana çıkıyor gibi görünse de aslında birçok farklı alanda kullanılan ya da kullanılması planlanan bir teknoloji. Elbette sanal gerçeklik denince akla sanal hayat, sanal arkadaş, sanal sevgili, hatta sanal sex gibi kavramların gelmesi de kaçınılmaz olmakta. Bu kavramlar birçok tartışmayı da peşinden sürüklüyor. Kim ne derse desin ya da düşünsün, vaktimizin çoğunu gerçeklikten uzaktaki sanal dünyalarda (ya da sanal uygulamalarla renklendirilmiş gerçek dünyada) geçireceğimiz günler pek de uzakta görünmüyor gibi. Yeniliklere ayak uyduramayanların dışında kalacağı bambaşka bir dünyaya hazırlayın kendinizi. Gelecek sizi çağırıyor.
Bir Surrender Cinema yapımı olan ve 1998 tarihli bir devam filmine sahip Virtual Encounters da işte bu teknolojinin, yani sanal gerçekliğin üzerine yoğunlaşıyor. Michael adında bir adam, sevgilisi Amy’ye fantezilerini ve gizli tutkularını gerçeğe çevirebileceği bir doğum günü hediyesi veriyor. Amy başta çekinse de, kendini, arzularını keşfedeceği sanal yolculuklara çıkmaktan alıkoyamıyor. Ve Amy’nin sanal dünyada hiçbir sınırın olmadığını keşfetmesi de uzun sürmüyor.
3. The Body Beautiful (1997)
The Body Beautiful için türün klasik bir örneği diyebiliriz. Filmin konusu kısaca şöyle: Bir güzellik salonunda çalışan Linda, bir gün daha önce benzerini görmediği bir alet bulur. Başta bunun neye yaradığını anlayamaz. Ama sonra, bu gizemli aletin insanların cinsel isteklerini artırmaya yaradığını keşfeder. Üstelik bu alet, sırf bu işe yaramakla kalmamakta, insanların dış görünüşlerini de değiştirebilmektedir. Linda ve sevgilisi Ben bu aleti, sıkıntılı günler geçiren güzellik salonunu kurtarmak için kullanmaya karar verirler.
Milo Manara’nın yarattığı İtalyan erotik çizgi romanı Click!’ten esinlenen filmin başrolünde, türün takipçileri tarafından yakından tanınan Gabriella Hall yer alıyor.
4. The Exotic Time Machine (1998)
Geçmişe seyahat etmek mümkün mü? Bu mümkün olsaydı, geçmişi değiştirmek geleceği etkiler miydi? Peki gittiğiniz geçmiş, sizin geçmişiniz mi olurdu gerçekten? Geçmişe gidip büyükbabanızı öldürebilir miydiniz? Geçmişe gidip kendinizi ölümden kurtarmak hakkında ne düşünüyorsunuz peki?
Konu zamanda yolculuk olunca, soru işaretlerinin ve paradoksların sonu gelmez. Zamanda yolculuk bilimkurgunun en popüler konularından biri. Bu konu bilimkurgu edebiyatı ve sinemasında sıklıkla işlenmiştir. The Exotic Time Machine de adından anlaşıldığı gibi bu konu üzerinde dönmekte. Başrolünde yine Gabriella Hall’ı gördüğümüz film, iki zaman gezgininin başından geçen sıcak maceralara ve tarihi karakterlerle olan yakınlaşmalarına odaklanıyor. Bu filmden öyle sorular, paradokslar çıkarmayı beklemeyin tabii. Maceranın burada sınırlı kalmadığını ve The Exotic Time Machine II: Forbidden Encounters (2000) adıyla devam ettiğini belirtmeden de geçmeyelim.
5. Femalien (1996)
Fiziksel varlıklarını kaybetmiş ve bedensel zevklerden uzaklaşmış bir uzaylı ırkı, bu tür hazları deneyimlemek için dünyaya bir elçi göndermeye karar verir. Bu elçinin adı Kara’dır. Çekici bir kadın olan Kara, dünyalıların ilgisini çekmekte zorlanmayacak ve film boyunca maceradan maceraya koşacaktır.
Türün en meşhur örneklerinden biri olarak karşımıza çıkan ve 1998 tarihli bir devam filmi olan yapım; Jacqueline Lovell, Venesa Talor, Taylor St. Clair gibi isimleri bir araya getiriyor. Bir Surrender Cinema yapımı olan filmin yönetmeni ise, kariyerini bu tür filmlere adayan Cybil Richards.
6. Veronica 2030 (1999)
Film, günümüzde haberlerine sıklıkla rastladığımız ve üzerine etik olduğu kadar bilimkurgusal tartışmaların da döndüğü bir konu hakkında. Android sevgili Veronica karşınızda. Yıl 2030. İki bilim insanı Felix ve Maxine’in son başarısı Veronica adında ateşli android’dir. Ancak yaşanan bir kaza, Veronica’nın 1998 yılına gönderilmesine yol açar. Bu tarihte Harry Horner‘la tanışan Veronica, bir iç çamaşırı modeli haline gelir. Sonunda iki bilim adamı, Veronica’yı bulup kurtarmak için 1998’e yolculuk etmek zorunda kalacaktır.
7. Lolita 2000 (1998)
Distopik bir gelecekte cinsel ilişki yasadışı ilan edilmiştir. Bu konu ile ilgili bulunan tüm materyaller yok edilmektedir. Lolita da bu materyalleri yok etmekle görevli insanlardan biridir. Ancak günün birinde yok etmesi gereken bir filmi izleyince her şey değişir. Gördükleri karşısında heyecan ve haz duyan Lolita, cinsel içerikli filmlerle birlikte kaçar ve bu filmleri halka korsan yayın olarak izletmeye başlar.
Lolita 2000 Jacqueline Lovell, Gabriella Hall, Taylor St. Clair gibi isimleri yine karşımıza çıkarıyor. Ayrıca filmin yönetmen koltuğundan yazıda daha önce de adı geçen Cybil Richards oturmakta. Film, Nabokov’un dünyaca ünlü romanının modern bir uyarlaması olarak tanıtılmış ama biz o kadar iddialı bir açıklama yapmayı pek de uygun bulmadık doğrusu.