İnsanoğlunun Ay’a olan son yolculuğu, 1972 yılında Apollo 17 uzay programı ile gerçekleşti ve o tarihten günümüze kadar bir daha Ay’a gidilmedi. Fakat yapılan kimi spekülasyonlar, Apollo 17 görevinden sonra Ay’a bir kez daha gidildiği yönündedir. Bu söylentilere göre NASA, Ay yüzeyinde Dünya dışı zeki varlıklara ait yapılar keşfetmiş ve Apollo programının gizli kalmasını istemiştir! Böylesi gerçek dışı spekülasyonların internet ortamında kolayca yayılması nedeniyle günümüzde bunlara inanan insan sayısı bir hayli fazla. Mutlaka sizler de Ay’a aslında hiç gidilmediğine ya da Ay’da çekildiği söylenen görüntülerin aslında Stanley Kubrick’in sinema becerisi olduğuna dair söylentilerle karşılaşmışsınızdır. İlginçtir ki bu tür iddialar on yıllardır ısıtılıp ısıtılıp önümüze sunulur ve yine ilginçtir ki bunlara inanan birileri mutlaka çıkar. Bu da bizlere, aslında insanların bu tür gizemlere ne kadar da meraklı olduğunu gösteriyor.
Bilindiği gibi NASA, yolculuğun ekonomik açıdan çok pahalı olması nedeniyle Ay’a insanlı uçuşları uzun zaman önce durdurmuştur. Tabii Ay’a yıllardır gidilmiyor oluşuna binaen pek çok fantastik iddia ile karşılaştık ve karşılaşmaya da devam ediyoruz. Ay’ın aslında hiç de göründüğü gibi olmadığını gösteren uydurma fotoğraflardan tutun da, Ay’a giden astronotların demeciymiş gibi ortalarda gezen sözlere kadar yalan yanlış bir yığın materyal internette cirit atıyor. Astronotlar tarafından gerçekten de bu tarz açıklamalar yapılmış olsaydı, elbette ki bu gelişme heyecan yaratabilirdi. Ama her zaman olduğu gibi ortada yine elle tutulur bir kaynak yok.
Ay ile ilgili iddialar bu denli hararetli olunca, konuyla ilgili film projelerinin ortaya çıkması da geckmiyor. Night Watch (2004) ve Wanted (2008) gibi filmleri ile tanıdığımız Kazak asıllı Rus yönetmen Timur Bekmambetov yapımcılığında ve İspanyol yönetmen Gonzalo Lopez-Gallego ortaklığında gerçekleştirilen Apollo 18 filmi de bu rüzgardan beslenen projelerden biri. Projenin gerçekçi görünmesi için, The Blair witch Project (1999) ve Paranormal Activity (2007) filmlerinden aşina olduğumuz “buluntu film” (Found Footage) tekniği kullanılmış. Ay’daki astronotların çoğunlukla kapsül içinde olacağından dolayı seçilen teknik oldukça yerinde diyebiliriz.
Filmde astronotları kapsül içine bağlı sabit kameralardan ve Ay yürüyüşü esnasında kullandıkları el kameralarının açısından görüyoruz. Astronotlar, uzay uçuşlarının öncesinde kendileri ile yapılan röportaj görüntüleriyle tanıtılmaya çalışılmış, ancak röportaj sahnelerinde astronotların karakteristik yapıları yüzeysel kalmış. Filme göre astronotlar, Apollo 18 görevlerinin NASA tarafından halktan gizli tutulacağını bilmemekte. NASA’nın gizli planları vardır ve astronotlar Ay’da da yalnız olmayacaklardır. Yani yapımdaki kötü adam NASA’dır.
Yönetmen Gallego astronotların giderek bozulan psikolojileri üzerine yoğunlaşıyor. Ay yüzeyinde görünüş olarak taşa benzeyen böcek benzeri varlıklarla karşılaşıp, enfeksiyon kapmaları doğal olarak psikolojilerinin bozulmasında en büyük etken. Yaşanan dehşet ve yalnızlık duygusu, kahramanlarımızın sağlıklı düşünmelerine izin vermiyor. İki kişiden oluşan mürettebat, gerek dar bir alanda bulunmaları gerekse kapılan hastalık neticesinde değişen davranışlarıyla birbirlerine tehdit olmaya başlıyor. Yapım, ilk yarısında verdiği gizem duygusu ve sunduğu Ay yüzeyinin tekinsiz atmosferiyle gerilim yaratmada başarılı. Fakat Lloyd Owen’ın canlandırdığı Nathan Walker’ın ısırılmasından sonra adeta bir zombiye dönüşmesi sonrasında yönetmen Gonzalo Lopez-Gallego, Ay’ın gizemi ile uğraşmayı bırakıyor. İkinci yarıdan sonra Apollo 18, adeta zombi astronot konusuna yönelip asıl amacını unutuyor.
Apollo 18 kağıt üzerinde iddialı bir projeydi, ama gişede umduğunu bulamadı. Apollo 18, söz konusu Ay spekülasyonu üzerine kurgulanmış şimdilik tek film… Oyunculuk açısından Warren Christie ve Lloyd Owen bu hayatta kalma öyküsünde orta karar bir oyunculuk sergiliyorlar. Gonzalo Lopez-Gallego, “Found Footage” tekniğine soyunduğu için bu yapımda yönetmenliği hakkında bir tespite bulunmak zor. İlgili teknikte amaç oyuncuların ellerindeki ve kapsülde bulunan sabit kamera kayıtlarını kurgulamak olduğu için ancak yapımın ortalama kurgu kalitesinden bahsedilebilir. Film, Ay’daki yaratıkları ayrıntısıyla göstermediği için, gerilim yaratmada bir noktaya kadar başarılı oluyor. Ay yüzeyi başarılı bir şekilde yansıtılmış. Fakat, Ay yürüyüşlerinde astronotların el kamerası ile çekilen titrek görüntüler seyri zorlaştırabiliyor. Yine de film tartışmalı Apollo 18 uzay programı ve Ay’ın gizemlerine merakı olanların ilgisini çekecektir.