Meet the Robinsons kapak

Disney’in Saklı Mücevheri: Meet the Robinsons

“İlerlemeye devam et!”

Walt Disney Animation Studios’un yeniden yükselişe geçtiği bir dönemde seyirciyle buluşan Meet the Robinsons (Robinson Ailesi), hem duygusal hem de eğlenceli bir yapım olarak dikkat çekiyor. Film, henüz bebekken yetimhaneye bırakılan Lewis’in hikâyesini anlatıyor. Lewis, sıradan çocuklardan farklı olması nedeniyle evlat edinilme sürecinde zorluklar yaşıyor, ancak bilime ve icat yapmaya olan merakı onu macera dolu bir yolculuğa sürüklüyor.

Temelde William Joyce’un 1990 yılında yazdığı A Day with Wilbur Robinson adlı çocuk kitabından uyarlanan film, zaman yolculuğu, aile bağları ve hayallerin peşinden gitme gibi temaları ustalıkla işliyor. Dönemin animasyon standartlarını zorlayan teknik başarısının yanı sıra, her yaştan izleyiciye hitap eden derin mesajlarıyla da öne çıkıyor. Yönetmen koltuğunda Stephen J. Anderson otururken, yapımcılığı Dorothy McKim üstleniyor. Seslendirme kadrosunda ise Tom Kenny, Adam West, Nicole Sullivan ve Tom Selleck gibi tanıdık isimler yer alıyor.

Zeki, meraklı ve icat yapmaya tutkulu bir çocuk olan Lewis, bir yandan annesini bulmayı hayal ederken diğer yandan buluşlarıyla dünyayı değiştirmeyi amaçlıyor. Ancak icatlarının sürekli başarısız olması ve evlat edinme görüşmelerinde sürekli geri çevrilmesi nedeniyle cesareti giderek kırılmaya başlıyor. Günler böyle sürüp giderken, kendini kanıtlamak için son bir şans olarak gördüğü bilim fuarında gizemli Wilbur Robinson ile tanışıyor. Wilbur, Lewis’ten “Melon Şapkalı Adam” (Bowler Hat Guy) adlı birini yakalamasına yardım etmesini istiyor. Ne var ki bilim fuarı beklenmedik bir hayal kırıklığıyla sonuçlanıyor ve bu olay ikilinin çılgın bir zaman yolculuğu macerasına atılmasına yol açıyor. Geleceğe uzanan bu yolculuk, Lewis’in hem kendi potansiyelini keşfetmesine hem de “aile” kavramının gerçek anlamını anlamasına zemin hazırlıyor.

Filmin en dikkat çekici yanlarından biri de karakter tasarımları ve görsel dünyası. Geleceğin renkli, çılgın ve bir o kadar da absürt tasviri, izleyiciyi âdeta bir rüyanın içine çekiyor. Fütüristik evler, konuşan robotlar; baloncuklar ve tüplerle dolu ulaşım sistemleri gibi tuhaf icatlar, animasyonun yaratıcı sınırlarını zorluyor. Özellikle filmin eksantrik kötü adamı Melon Şapkalı Adam ve onun sadık yardımcısı robotik şapka filmin mizahi tonunu güçlendiren önemli unsurlar arasında. İlk başta basit bir kötü adam gibi görünse de, hikâyenin ilerleyen bölümlerinde Melon Şapkalı Adam’ın trajik geçmişi ve motivasyonları ortaya çıkıyor, bu da izleyiciye beklenmedik bir empati kapısı aralıyor.

Meet the Robinsons, aynı zamanda derin bir duygusal katman sunuyor. “İlerlemeye devam et” mottosuyla başarısızlıkların birer öğrenme fırsatı olduğunu vurguluyor. İcatlarının sürekli bozulmasına rağmen Lewis’in pes etmemesi, genç izleyicilere ilham verirken yetişkinlere de hayallerinden vazgeçmemeleri gerektiğini hatırlatıyor. Bu mesaj, özellikle finaldeki sürpriz gelişmeyle daha da anlam kazanıyor. Zaten film zaman döngüsünü öyle zekice kullanıyor ki, izleyiciyi hem şaşırtıyor hem de duygulandırıyor.

Müzikal açıdan da güçlü bir yapım var karşımızda. Anlatı, Danny Elfman’ın enerjik ve duygu yüklü besteleriyle destekleniyor. Şarkılar ve arka plan müzikleri de sahnelerin ruhunu başarıyla yansıtıyor. Özellikle Rob Thomas’ın seslendirdiği “Little Wonders” parçası, filmin en dokunaklı anlarından birine eşlik ederek izleyicinin yüreğine dokunuyor. Müzik kadrosunda Rufus Wainwright, The All-American Rejects ve They Might Be Giants gibi isimler de yer alıyor. Meet the Robinsons, Disney için uzun süre arka planda kalan projelerden biri. Filme hayat öpücüğünü veren kişi ise dönemin stüdyo başkanı Pam Coats. Zaten film fikrini Stephen J. Anderson’a sunan da ondan başkası değil. Bir yetim olarak büyüyen Anderson, Lewis karakteriyle güçlü bir bağ kurunca teklifi değerlendirmekte gecikmiyor.

Filmin kusurları yok mu? Elbette var. Bazı yan karakterler yeterince derinleştirilemiyor ve hikâyenin hızlı temposu nedeniyle olaylar zaman zaman yüzeysel kalıyor. Ancak bu küçük eksikler, filmin büyüsünü gölgede bırakmaktan çok uzak. Sonuç olarak Meet the Robinsons, aile kavramının biyolojik bağlarla sınırlı olmadığını, sevgi ve dayanışmanın her zorluğu aşabileceğini etkileyici bir şekilde anlatıyor. Vizyona girdiği dönem gişede bekleneni veremese de, bugün Disney’in modern klasiklerinden biri olarak hak ettiği değeri görmeyi bekleyen bir mücevher. Üstelik eğlenceli olduğu kadar düşündürücü de.

Zaman yolculuğu, çılgın icatlar ve sıcacık bir aile hikâyesi ilginizi çekiyorsa filme şans verebilirsiniz. Lewis’in de dediği gibi: “İlerlemeye devam et!”

Yazar: Işıl Buket Özdil

Geleceğin çevirmeni. Bağımsız video oyunu ve müzik tutkunu.

İlginizi Çekebilir

sinema ve yapay zeka

Yapay Sinema

Çip teknolojisinin gelişimiyle birlikte 70’lerin ikinci yarsından sonra evlere girmeye başlayan “kişisel bilgisayarlar” büyük bir …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin