nope 2022

İki Arada Bir Derede: Nope

Nope‘un yönetmenliğini ve senaristliğini, Oscar dâhil sayısız ödül sahibi Jordan Peele üstleniyor. Peele kimileri için komedi ve korku öğeleri konusunda kitabı baştan yazan biri, kimilerine göreyse abartılmış bir isim. Nope’un öne çıkan oyuncuları arasında Daniel Kaluuya, Steven Yeun ve Keke Palmer bulunuyor. Hikâye iki siyahi kardeşin etrafında şekilleniyor. Başlangıçta karşımıza çıkan tablo, modern Hollywood filmlerinde sık rastladığımız ve “En azından verdiğim paraya, harcadığım zamana değer bir şeyler görürüm,” duygusunu harmanlayan sahnelere sahip. Burada filmin görüntü yönetmenine ayrıca parantez açmak gerekiyor. Sinemaseverlerin yakından tanıdığı Hoyte van Hoytema, Nope’a dair olumlu eleştirilerin de mimarı niteliğinde. İlk dakikalarda karşımıza çıkan sahnelerin Barok Dönemi resimlerine nüfuz etmiş renklerin mükemmel bir karışımı ile sunulması ve ardından büyük boşluk duygusu yaratan Western filmlerine özel tonlamaların kullanılması övülmeye değer.

Çiftlik sahibi Haywood ailesi, Hollywood film endüstrisi için at yetiştiriyor. Gökyüzünden düşen birtakım metal parçaların isabet etmesi sonucu babalarını kaybeden kardeşlerin işleri yavaş yavaş bozulmaya başlıyor ve akabinde hikâyenin seyri de değişiyor. Bu aşamadan sonra sinemaseverleri filmi izlemeye teşvik eden iki konu var: Birincisi, yukarıda bahsi geçen mekân ve kostümlerle uyumlu sinematografik beceri, ikincisi ise izleyiciyi olayın bir parçası haline getirmeyi başaran Michael Abels’in müzikleri. Bu noktada oyuncular ellerinden geleni yapsa da, çoğu zaman filmin atmosferine kendilerinin bile inanmadığı görülebiliyor.

Ekonomik olarak zor duruma düşen Haywood kardeşler, babalarını öldüren metal parçasının uçaktan düştüğü konusundaki şüphelerin üzerine giderek yepyeni bir fikir ediniyor. Onlara göre bu metal parçasının kaynağı dünya dışı bir araçtır. Meraklarının peşine düşen siyahi kardeşler, nihayet bir bulutun en az altı aydır hareketsiz beklediğini keşfediyor. Böylelikle bilimkurgu etiketi alan filmin bilimkurgu ile bağı da ortaya çıkmış oluyor. Film, daha önce sıklıkla işlenmiş bir konuyu eğip bükerek “UFO” gizemini başka bir noktaya çekiyor. Buna göre, Haywood ailesinin yaşadığı bölgeye musallat olan “şey” uzaylı bir hayvan. Karnı acıktığı ve daha da önemlisi av bulabildiği için bu bölgeden ayrılmamaktadır.

Birçok eleştirmen tanımlanamayan uzaylı türünün resmedilişine hayranlık duyduğunu belirtmesine rağmen, bunun bilimkurgu türünde yeni ve özgün bir konu olmadığını belirtmekte yarar var. Ülkemizde dahi birçok eserde/öyküde yaşayan, nefes alan uzay gemileri ya da uzaylı yaratıklarla ilgili eserler mevcut. Ayrıca Nope, kabul etmeliyiz ki Arrival, Signs gibi yapımların gölgesinde henüz filizlenmiş bir saksı bitkisinden öteye geçemiyor.

Filmde uzaylı varlık ile mücadelenin temeli zenginlik ve şöhret duygusunda yatıyor. Göklerden gelen bu hayvanı videoya alabilmek ya da en azından fotoğrafını çekebilmek, bir noktadan sonra karakterlerimizin tek amacı haline geliyor. Ancak zamanla evdeki hesabın çarşıya uymadığı görülüyor. İlginç şekilde, teknolojinin var olduğu bir dönemde onlarca kişinin bir anda ortadan kaybolması dünya gündemine düşmüyor. Üstelik siyahi kardeşler, hayatlarında ilk kez gördükleri bu canavar karşısında soğukkanlı  gladyatörler gibi savaşıyor. Öte yandan dezavantajlı gruplara yönelik uygulanan pozitif ayrımcılığın zaman zaman kötüye kullanıldığı bu dönemde Jordan Peele, “ırk ayrımcılığı” konusunu öylesine garip bir dille vurguluyor ki en sonunda bıkıyorsunuz.

Western fikrinin kıyısında seyreden film, alışık olduğumuz “Üstün Amerikalı” fikrini alıyor ve “Üstün Siyahi Amerikalı” noktasına getiriyor. Elbette sanat ve edebiyat mesaj kaygısı taşıyabilir. Çoğu kere taşımalıdır da. Yaşayan, nefes alan bir toplum içinde var olan her eser; sahibinin yeterliliği ve gözlemleri doğrultusunda alt metinler içerebilir. Önemli olan bu mesaj kaygısının, temsil edildiği mecralardaki sanatla ve edebiyatla olan ilintisi. Jordan Peele, buradaki amacını üstünkörü sergiliyor ve estetik betimlemelerden uzak düşüyor. Dikkat çekmek istediği konular ise seyircide yavan bir tat bırakmaktan öteye gidemiyor.

Hikâyesi başından sonuna dek bölük pörçük ilerleyen Nope, çoğu kere ana fikirden uzaklaşıp senaryoyu besleyen yan karakterlere odaklanıyor. Korku etiketinin iliştirildiği film, ne yazık ki gerilimin ötesine geçemiyor. Tüm bunlara rağmen, dünyamızı ziyaret edecek olası misafirlerin “Neye benzeyeceği?”  ve “Hangi amaçla geleceği?” gibi konularda beyin fırtınası yapmaktan hoşlanan bilimkurguseverlerin filmde ortaya konan atmosferden hoşlanması muhtemel.

Yazar: Varlık Ergen

sabaha karşı başlamış bir doğumun eseriyim_ cennet bahçelerinden düşenlerdenim bir de- parçalanmış benliklerimin gölgesinde bir bireymiş gibi yaşıyorum_ tuzlu suyun yakınlarında olmak şanslı kılıyor beni- #ModelEvren #Sinestezi #KaraDua #Matem varlikergen.com -yazar-okur-seslendirir-

İlginizi Çekebilir

Murat Menteş’le Geleceği Görenler Öykü Yarışması Yayını

Edebiyat Otopsisi YouTube kanalındaki “Yazarlara Soruyoruz” serisinin yeni bölümünde kulübümüz editörlerinden Emre Bozkuş, edebiyatın sınırlarını …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin