the hidden kapak

The X-Files’ın Fikir Babası: The Hidden

Sinema tarihinde, kıyıda köşede kalmış nice hazine denebilecek film vardır. Bu filmler belki çok geniş bir izleyici kitlesine ulaşamamıştır ama sektörde bilinen yapımlardır ve nicelerine ilham vermiştir. İşte bu filmlerden biri de The Hidden.

The Hidden, 1987 yılında vizyona giren ve Jack Sholder tarafından yönetilen bir Amerikan bilimkurgusu. Jim Kouf’un Bob Hunt takma adıyla yazdığı film, New Line Cinema tarafından dağıtıldı. Başrollerinde 1984 yapımı Dune filmindeki Paul Atreides rolüyle hatırladığımız Kyle MacLachlan ile Michael Nouri yer alıyor. Yapım, eleştirmenlerce olumlu yorumlandı. Özellikle de sektör içerisinde çok sevildi ve gerek senaryosu gerek öyküsü gerekse çekim teknikleri ve efektleri ile birçok filme, diziye ve hatta oyuna örnek teşkil etti. Böceksi uzaylılarıyla Stargate dizisindeki Goa’uld’lara, heyecanlı araba takip sahneleriyle GTA oyunu serisine, genel öyküsüyle de Species ve The X-Files serilerine esin kaynağı olan yapım, günümüzde kült bir bilimkurgu filmi olarak kabul ediliyor.

Film, Los Angeles’ta geçen bir dizi suç olayını konu alıyor. Jack DeVries adlı kendi hâlinde bir vatandaş, Wells Fargo bankasını soyuyor ve soygun sırasında güvenlik görevlilerini öldürüyor. Los Angeles Polis Departmanı tarafından kovalanan DeVries, bir polis barikatına çarpıyor ve ağır yaralanıyor. Hastaneye kaldırılan DeVries’in bedenine bir uzaylının girdiği anlaşılıyor. DeVries’in bedenindeki işgalci uzaylı, daha sağlıklı bir beden bulmak amacıyla DeVries’i son kez diriltiyor ve komadaki bir adamın bedenine kendini transfer ediyor. Ancak transfer olduğu kişi bir politikacı. Sonrasında işler iyice karışıyor ve FBI da komadan uyandığında çok değişen bu politikacıyı izlemeye başlıyor.

Filmin yönetmenliğini üstlenen Jack Sholder, A Nightmare on Elm Street 2: Freddy’s Revenge başta olmak üzere çektiği korku ve gerilim filmleriyle tanınıyor. Dolayısıyla gerilim atmosferi yaratma konusunda son derece yetenekli bir isim. The Hidden‘da da bu yeteneğini ustaca sergiliyor ve ortaya gayet şık bir eser çıkarıyor. Film bilimkurgu, korku ve gerilim türlerini başarıyla harmanlamasının yanı sıra, insan doğası ve kimlik üzerine derinlemesine düşünmeyi de sağlıyor zira insan bedenine giren bir uzaylı hikâyesi var karşımızda. Başka dünyadan gelen bir varlığın insana dair deneyimleri ve insanlıkla ilgili düşünceleri de filmde işlenen konular arasında.

Film, özellikle Kyle MacLachlan’ın performansı ve gerilim dolu atmosferiyle övüldü. Zaten filmin çekildiği 80’ler, bilimkurgu açısından da zengin ve kaliteli yapımların bolca görüldüğü bir dönemdi. Film, 5 milyon dolarlık bir bütçeyle kotarıldı ve 9.7 milyon dolar gişe hasılatı elde etti. Ayrıca The Hidden, popüler bilimkurgu dizisi The X-Files’ın da ilham kaynaklarından biri. The X-Files’ın yaratıcısı Chris Carter, bu filmdeki FBI ajanı ve uzaylı yaratık temasından etkilendi. Kyle MacLachlan’ın canlandırdığı FBI ajanı Lloyd Gallagher, The X-Files‘taki Fox Mulder karakterinin âdeta bir arketipi. Her iki karakter de doğaüstü olayları araştıran ve sıra dışı olaylarla ilgilenen ajanlar olarak karşımıza çıkıyor.

Filmin özel efektleri ve makyaj çalışmaları, dönemin teknolojik imkânlarına göre çok başarılı. Uzaylı yaratığın insan bedenine girişi ve çıkışı ise görsel olarak etkileyici. The Hidden, zamanla bir kült hâline geldi ve bilimkurguseverler arasında özel bir yere sahip oldu. Yıllar geçtikçe daha fazla izleyici kitlesine ulaşmayı başaran film, ülkemizde de bir dönem Kanal D’de sıklıkla yayımlanıyordu. Sonuç itibariyle The Hidden, bilimkurgu sinemasının gizli hazinelerinden biri olarak kaçırılmaması gereken yapımlardan…

Yazar: Halil Alpaslan Hamevioğlu

İçsel yolculuğuna 1980'de Polatlı'da başladı. 80'ler ve 90'ların göbeğinde yetişti. O devrin her bireyi gibi bilimkurguyu video kasetlerden tanıdı. Sonra özel kanallar geldi. Hayal dünyası iyice genişledi. Eh, gerçek yaşamında da dünyanın içinden geçtiği dönüşümü gördü. Sovyetler'in bitişini, Berlin Duvarı'nın yıkılışını, popüler kültürün tüm dünyayı etkisi altına alışını... Bir gün okulu bitti ve hem gördüklerini hem de yaşadıklarını yeni nesillere aktarmak istedi. Öğretim görevlisi oldu. Gazi Üniversitesi’nde başlayan, Başkent Üniversitesi’nde devam eden öğreticiliğinde ülke sınırlarını aştı ve kendini Amsterdam Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde buldu. Yazmayı hep sevdi. Âşık olduğu bilimkurgu ile yazma hobisini ise burada birleştirdi.

İlginizi Çekebilir

Murat Menteş’le Geleceği Görenler Öykü Yarışması Yayını

Edebiyat Otopsisi YouTube kanalındaki “Yazarlara Soruyoruz” serisinin yeni bölümünde kulübümüz editörlerinden Emre Bozkuş, edebiyatın sınırlarını …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin