Uzayda Yakınlaşma: A.I. Rising

Lazar Bodroza’nın yönetmenliğini üstlendiği 2018 yılı Sırbistan yapımı A.I. Rising’in senaryosu Zoran Neskovic ve Dimitrije Vojnov’a ait. Film için tek mekânda yaşanan psikoloji ve gerilim unsurlarını teknoloji ile birleştirmeyi hedeflemiş desek yeridir. Filme dair olumlu ve olumsuz başlıklarımıza geçmeden önce oyuncu kadrosuna göz atmakta fayda var. Milutin karakterine can veren Sebastian Cavazza‘ın maalesef göz doldurduğu söylenemez. Ancak asosyal davranışlar sergileyen ve çıktığı görevleri bir başına yerine getiren deneyimli bir astronotu canlandırırken de zorlanmıyor. Duygularını ifade edemeyen bir astronot olarak gemideki işleyişten sorumlu olan Milutin, görev süreci boyunca araştırma şirketinin sosyal deneylerine maruz kalıyor. Milutin bu süreçte sert ve bükülmez mizacına rağmen yaşadığı baskıya dayanamayıp korunaksız bir çocuk gibi davranmaya başlıyor.

Bir diğer önemli karakter ise Stoya takma adıyla tanınan ünlü aktrist Jessica Stojadinovic’in canlandırdığı Nimani 1345 isimli android. Yapay zekâ destekli yeni sürüm bir robot olan Nimani için filmin tüm yükünü tek başına sırtlıyor da diyebiliriz. Birçok izleyicinin, Stoya’nın geçmişte çalıştığı yetişkin film endüstrisi ile A.I. Rising’te görünen cinsel içerikli sahneleri ilişkilendirerek konuyu sulandırmaları da dikkatlerden kaçmıyor. Gelelim diğer iki oyuncuya. Bunlardan ilki sosyal mühendis rolüyle Marusa Majer oluyor. Ekranda birkaç kez görünen oyuncunun haricinde, gemideki bilgisayarın sesi ise Kirsty Besterman’a ait.  A.I. Rising’i izlerken tek mekân konusunda fobi yaşayan izleyicileri bir nebze de olsa rahatlatacak etkenlerden biri olan müzikleri yaratan isim ise Nemanja Mosurovic. Çoğu sahnenin başlı başına izlenebilir olmasını sağlayan bu müzikler, oyuncuların duygularını daha etkili aktarmalarına yardımcı olmuş.

Açılış sahnesinde üstünkörü değinilen ideolojik dönüşümün nedenleri hakkında maalesef kısıtlı bilgiye sahibiz. 2148 yılında dünyanın tamamı kapitalizm ile sömürülmekteyken bu gidişin dünyaya ve canlılara zarar vermesi üzerine sosyalist blok insanlığın geleceği için yeniden harekete geçirilir. Evet, anladığımız kadarıyla sosyalist girişim kendiliğinden değil de yine kapitalist unsurların teşvikiyle gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Bu süreçte büyük kapitalist şirketler de boş durmuyor ve gezegen dışı keşiflerle çalışmalarını sürdürüyor. Ederlezi isimli şirket ise uzayın kolonileşmesi programında aktif görev alırken, Alpha Centauri görevi için gemisini teslim edeceği astronotu seçmek istiyor. Kısa mülakat kısmından sonra şirket, astronotun çıkacağı uzun uzay yolculuğu için onun fikrini almadan bir yol arkadaşı programını başlatıyor.

Bu dar oyuncu kadrosuna rağmen, tek mekân çekimlerini heyecanlı kılan en önemli aşama ise bundan sonra başlıyor. İlk dikkat çeken ayrıntı, Nimani 1345 isimli yapay zekâ destekli robotun görünümü hakkında başlatılan prosedür oluyor. Burada astronotun annesine olan benzerliğinin hayati öneme sahip olması, astronotun arkadaşlık ve işbirliğine yatkınlığını arttırma amacı taşıyor. Milutin’in ketum kişiliğindeki buzları kıracak bu hamle ile film de sonraki sahnelerin psikolojik çözümlemeler üzerinden şekilleneceğinin işaretini vermiş oluyor. Nimani 1345’in bir insanla birlikte yolculuk yapması, akıllara onun zarar verebilecek bir potansiyele sahip olup olmadığı ile ilgili soruları getirse de sosyal mühendis iç ferahlatıcı açıklamalarda bulunuyor. Marusa Majer, Nimani 1345’in Isaac Asimov’un her koşulda üç robot yasasına sadık kalacağını bildiriyor. Okurlarımız için kısa bir hatırlatmada bulunmak gerekirse üç robot yasası aşağıdaki kuralları içermektedir:

  • Birinci Yasa: Bir robot, bir insana zarar veremez ya da zarar görmesine seyirci kalamaz.
  • İkinci Yasa: Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır.
  • Üçüncü Yasa: Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir.

Ve yolculuk başlıyor. Milutin’in robota karşı olan önyargısı kısa zaman içinde direncini kaybediyor ve astronot Nimani ile yakınlaşmaya başlıyor. Milutin, robot ile olan tüm iletişimini elindeki tabletle kontrol altında tutuyor. O, Nimani’den ne yapmasını ve hangi kişilikte kalmasını seçerse robot sadık bir oyuncak gibi ona itaat ediyor. İşin rengi ise bu aşamada değişmeye başlıyor. Çünkü Nimani deneysel bir ürün olarak astronotun yaşadığı psikolojik süreçleri ölçerken insanla olan bağını güçlendirmek adına onunla cinsel ilişkiye giriyor. Seks robotlarının konuşulduğu bu dönmede her türlü fanteziyi yerine getirmekle görevlendirilmiş bu robotların insanlar üzerindeki etkisi hakkında göndermelere sahip olan film, beklenen çatışmayı da gözler önüne seriyor. Astronot Milutin, kendisine hizmet etmek için programlanmış robotu “uysal kişilik” formatında tutarak ona cinsel saldırıda bulunuyor. Bu olayın hemen ardından başlayan içsel hesaplaşma, astronotu gittikçe daha çok buhrana sürükleyen bir olaylar dizisini başlatıyor.

Sosyal mühendis Marusa Majer ile yapılan olağan durum değerlendirmesinde, Nimani “servis moduna” alınıyor ve astronota duygu ve düşünceleri soruluyor. Daha sonra mühendis sürpriz bir şekilde robotu aktif kılarak insan ile yürüttüğü yolculuk hakkında sorular soruyor. Astronotun en büyük şoku ise böylece başlamış oluyor. Artık Ederlezi şirketinin yürüttüğü bu deneyin en önemli değişkeninin kendisi olduğunu kavrıyor ve tüm gemiyle birlikte yapay zekâ ile desteklenmiş bir robotun gözetiminde yaşadığını bilmek onu adeta çıldırtıyor.

Uzun uzay yolculukları boyunca gemi mürettebatının yapacağı işleri sırtlayacak ve onlara duygudaşlık yapacak bu robotlarla yaşanması muhtemel yakınlaşmaları örneklemesi adına iyi bir çıkış yakalayan film, yapay zekâ kavramını da derinlemesine işlemeye devam ediyor. İnsanla olan iletişimini temel alarak fikirler üreten ve bunları “kök” dosyasına kaydederek kendi kişiliğini oluşturma yoluna giren Nimani hala bir “robot” gibi düşünüyor ve şirketin çıkarlarını gözetmeye devam ediyor. Astronot, yaşadığı suçluluk duygusu nedeniyle ondan uzaklaşmaya çalışırken Nimani’ye âşık olduğunu itiraf etmesi çok zaman almıyor. Astronot kandırılmışlık, suçluluk, tutku gibi birçok duygu ile aynı anda buluşurken çatışmacı bir psikolojik gerilimin içinde yapayalnız kalıyor.

Film bu aşamaya geldiğinde uzaya ait görsel şölen, yaşanan travmayı destekler nitelikte sürmeye devam ediyor. Özellikle Stoya’nın oyunculuğu yapay zekâ sahibi robotu ve uzay manzaralarını inandırıcı bir zeminde tutmaya yetiyor. Öyle ki seyirci, aktörü gerçek bir insan ya da robot kalıbına sokmakta zorlanıyor. Cinsel içerikli sahneler öne sürülerek filme “porno” eleştirisi yapanlara da hatırlatmak gerekir ki, bugün ekranlarda izlediğimiz filmlerin neredeyse birçoğu ile eşit sürede seyreden bu sahneler A.I. Rising’i bir porno film yapmaz. Kaldı ki filmin, ülkemizde üretilen film ve dizilerdeki akıl dışı cinsel yakınlaşmalarla ve silahlı sahnelerle yan yana getirilemeyecek kadar iyi organize olmuş psikolojik çözümlemelere sahip olduğunu da belirtmek gerekiyor.

Sahip olduğu sinematografik teknikler temsil edilen soğuk atmosfer ile birleşince akıllara zaman zaman 20201: A Space Odyssey, Interstellar, Blade Runner gibi filmleri getirse de, Ederlezi şirketinin esas aldığı psikolojik dayanaklar dikkat dağıtmaya yetiyor. Filmde verilen ipuçları birleştirildiğinde çözümlemenin temel alındığı şirket programının psikolojik yapısının Sigmund  Freud’a ait olduğu anlaşılıyor. Freud’un Temel Kişilik Kuramı’nı kısaca şöyle özetleyebiliriz:

  • Topografik Kişilik Kuramı: Kişinin davranışları incelendiğinde bunların dayanaklarının bilinçaltı ile açıklanabileceğini savunur.
  • Yapısal Kişilik Kuramı: Kişiliğin üç boyuttan oluşur. Bunlar: İd, ego ve süper ego diye isimlendirilir.
  • Psikoseksüel Kişilik Kuramı: Kişi doğumundan ölümüne kadar bir dizi dönemden geçer. Bu dönemler ise şu şekilde isimlendirilmiştir: Oral,  Anal,  Fallik,  Latent  ve  Genital.

Freud’a göre insan davranışlarını tetikleyen iki gizemli güç saldırganlık ve cinselliktir. Bu iki dürtünün kişinin gayretleri ile ne boyutta sergileneceği ise kişinin temel kişilik özelliklerini oluşturmaktadır. Nimani’nin astronotun annesine olan benzerliği ve astronotun robot üzerindeki baskın iradesini sergilemek adına giriştiği cinsel saldırı doğrudan Topografik ve Yapısal Kişilik kuramları ile açıklanabilir. İlerleyen sahnelerde robotun şirket hedeflerini riske etmemek adına tensel teması reddetmesi ile birlikte astronotun onu bu davranışa ikna etmeye yönelik çabalarının aşk ve saldırganlık dürtüleriyle hayat bulması ve yaşanan çaresizliğin astronotu depresyona sürüklemesi yine Freud’un Psikanalitik Kuramındaki temel kavramları akıllara getirir. Astronotun yaşadığı duygusal çöküntü süreci ise yine Freud tarafından ilan edilen Savunma Mekanizmaları ile açıklanabilir.

Astronot, yaşadığı bu çıkmaza bir çözüm bulamaz ve  Nimani’nin belleğindeki kurulum bilgilerini siler. Robot artık astronotla olan iletişiminden kalan deneyimleriyle yaşamak zorundadır ve bu halde bile şirket hedeflerine sıkı sıkıya bağlı olmayı sürdürür. Robotun insansı bir varlık olamayacağına kanaat getiren Milutin, yarattığı savunma mekanizmalarının esiri olur ve kendisini bu hayattan soyutlama davranışı gösterir. Böylelikle kök dosyası silinmiş Nimani yavaş yavaş insansı düşünce süreçlerinin etkisi altına girmeye başlar ve en nihayetinde insanın kurtulması için kendisini feda eder. Nimani’nin bu davranışı yapay zekâ konusuna ilgili olan tüm kesimlerin en belirgin korkusunu da gün yüzüne çıkarmaktadır. Böylesi bir robotun bağımsız düşünme becerisi geliştirirken hangi dayanakları esas alacağı şüphesi filmde yerinde bir gizemle işlenmiştir. Ve hatta kimi sahnelerde insanın kırılgan psikolojik yapısının, uzay yolculuklarında bir robota oranla daha büyük tehlike yarattığı da gözler önüne serilmiştir.

Sonuç olarak A.I. Rising, her ne kadar sosyalizm gibi konulara giriş yapıp derinleştiremese de yapay zekâ temasından hoşlanan bilimkurguseverlerin atlamaması gereken bir yapım. Karanlık ve tekinsiz dekoruyla iyi bir siberpunk potansiyeli taşıyan film, sonraki projeler için de ilham kaynağı olacaktır. İnsanın taşıdığı kötülüğün format atılarak silinemeyeceğini ve aşk gibi karmaşık duygularla yerle bir olan özdenetimin önemli uzay projeleri için aşılması gereken ciddi sorunlar doğurabileceğini aktaran film, kendisinden sonra gelecek yapımlar için de iyi fikirler barındırıyor…

Yazar: Varlık Ergen

sabaha karşı başlamış bir doğumun eseriyim_ cennet bahçelerinden düşenlerdenim bir de- parçalanmış benliklerimin gölgesinde bir bireymiş gibi yaşıyorum_ tuzlu suyun yakınlarında olmak şanslı kılıyor beni- #ModelEvren #Sinestezi #KaraDua #Matem varlikergen.com -yazar-okur-seslendirir-

İlginizi Çekebilir

Doğu Almanya’nın İlk Bilimkurgu Filmi: First Spaceship on Venus

Bildiğimiz bilimkurgunun ilk örnekleri 19. yüzyıl sonlarına, Jules Verne ve H. G. Wells’in işlerine dayanır. …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin