bilimkurgu yazar film sinema

Bilimkurgu Yazarlarının Favori Filmleri

Bilimkurgu yazarları yalnızca eserleriyle değil, aynı zamanda edebi ve sinemasal zevkleriyle de dikkat çekerler. Yazdıkları hikâyelerde büyük ölçüde etkilendikleri kaynaklar bulunur ve bu kaynaklar genellikle diğer bilimkurgu eserleri olur. Hem ilham almak hem de türün evrimini takip etmek için geçmişten günümüze bilimkurgu yapıtlarını incelemek, bu yazarlar için bir gereklilik hâline gelmiştir. Filmler, onların hayal dünyalarını şekillendiren, hikâye anlatımına farklı bakış açıları kazandıran ve eserlerinde işledikleri temaları derinleştiren önemli bir ilham kaynağıdır.

Elbette herkes gibi bilimkurgu yazarları da birer sanatseverdir ve türün gelişimini yalnızca kendi eserleriyle değil, diğer yazarların kitapları ve filmleri üzerinden de takip ederler. Bilimkurgu sinemasının sunduğu teknolojik vizyonlar, felsefi derinlikler ve insan doğasına dair sorgulamalar, bu yazarların yaratıcılıklarını besleyen unsurlar arasında yer alır. Peki, bilimkurgu yazarları hangi bilimkurgu filmlerini sevmektedir, hiç merak ettiniz mi? Haydi gelin, edebiyat tarihinde iz bırakmış bilimkurgu yazarlarının favori filmlerini inceleyelim.

Isaac Asimov – 2001: A Space Odyssey (1968)

Vakıf ve Robot serisiyle tanınan Isaac Asimov, Stanley Kubrick’in bu filmindeki görsel şöleni ve bilimkurgunun derin felsefi sorularını ele alış biçimini çok beğenmiştir.

Ancak filmin sonunun biraz kafa karıştırıcı olduğunu da belirtmiştir.

Arthur C. Clarke – Blade Runner (1982)

Pek çok bilimkurgu romanıyla tanıdığımız Arthur C. Clarke, Blade Runner’ın distopik atmosferini ve insanlık, yapay zekâ, kimlik gibi temaları işleyişini çok etkileyici bulmuştur.

Ayrıca Philip K. Dick’e de hayranlık duyması bu seçiminde etkili olmuştur.

Philip K. Dick – Metropolis (1927)

metropolis-movie-poster-laurent-durieux

Birçok romanı filme uyarlanan tanınmış yazarımız, Fritz Lang’e ait bu erken dönem bilimkurgu eserindeki derin sosyal ve politik mesajları etkileyici bulduğunu açıklamıştır.

Robert A. Heinlein – RoboCop (1987)

RoboCop, Yıldız Gemisi Askerleri gibi nice bilimkurgu romanını kaleme alan Robert A. Heinlein’ın 1988’deki ölümünden önce muhtemelen izlediği son bilimkurgu filmidir.

Filmin, romanlarında yarattığı dünyaya çok benzeyen atmosferini sevmiş ve “sanki kitaplarımdan uyarlanmış gibi” demiştir.

Ray Bradbury – The Day the Earth Stood Still (1951)

The Day The Earth Stood Still

Fahrenheit 451 romanıyla tanınan Ray Bradbury, filmin insanlığın evrendeki yerine dair söylediklerine ve içerdiği barış mesajlarına vurulduğunu vurgulamıştır.

Ayrıca, bilimkurgunun altın çağına ait bir film olması da kendisi için önemli bir etkendir.

Carl Sagan – Forbidden Planet (1956)

Sayısız bilimsel eserin yanında Contact adlı bilimkurgu romanının da yazarı olan Sagan, filmin yaratıcılığını ve özellikle Robbie the Robot gibi ikonik karakterlerini çok sevmiştir.

Ayrıca, filmdeki Shakespeare’in The Tempest oyununa olan göndermeleri de beğenmiştir.

Andy Weir – Contact (1997)

Marslı romanıyla tanıdığımız Andy Weir, bir Carl Sagan hayranı olduğu için onun romanından uyarlanan bu filmi çok beğendiğini belirtmiş ve arşivinin en özel yerinde sakladığını söylemiştir.

Suzanne Collins – Logan’s Run (1976)

Açlık Oyunları serisiyle tanıdığımız Suzanne Collins de Logan’s Run filminin hayranıdır. Hatta ünlü kitap serisinin ana fikrini de bu filmden esinlenerek elde ettiğini belirtmiştir.

Öyle ki film uyarlamasında Başkan Snow rolünü Logan rolünde oynayan Michael York’un canlandırmasını istemiş, ancak rol merhum Donald Sutherland’e gitmiştir.

Liu Cixin – Interstellar (2014)

interstellar kapak

Üç Cisim Problemi eserleriyle tanıdığımız Liu Cixin de önceleri hayranı olduğu, sonradan da tanışıp arkadaşlık kurduğu Kip Thorne’un kitabından uyarlanan bu filmin gerçekçiliğinden büyülendiğini belirtmiştir.

Yazar: Halil Alpaslan Hamevioğlu

İçsel yolculuğuna 1980'de Polatlı'da başladı. 80'ler ve 90'ların göbeğinde yetişti. O devrin her bireyi gibi bilimkurguyu video kasetlerden tanıdı. Sonra özel kanallar geldi. Hayal dünyası iyice genişledi. Eh, gerçek yaşamında da dünyanın içinden geçtiği dönüşümü gördü. Sovyetler'in bitişini, Berlin Duvarı'nın yıkılışını, popüler kültürün tüm dünyayı etkisi altına alışını... Bir gün okulu bitti ve hem gördüklerini hem de yaşadıklarını yeni nesillere aktarmak istedi. Öğretim görevlisi oldu. Gazi Üniversitesi’nde başlayan, Başkent Üniversitesi’nde devam eden öğreticiliğinde ülke sınırlarını aştı ve kendini Amsterdam Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde buldu. Yazmayı hep sevdi. Âşık olduğu bilimkurgu ile yazma hobisini ise burada birleştirdi.

İlginizi Çekebilir

tehlikeli goruler

Hazmı Zor Bir Antoloji: Tehlikeli Görüler

Birçok yazarı aynı türde bir araya getiren antolojiler edebiyatta ayrı bir önem teşkil ediyor. Tek …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin