Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
Yazı dizimizin bu bölümünde içinde psikoloji ve gizem barındıran bilimkurgu filmlerini sıraladık. İlk 10’a giremese de orada olmayı hak eden pek çok film de oldu. Bunlar arasında “Butterfly Effect”, “Eternal Sunshine of the Spotless Mind”, “La Jetee”, “12 Maymun”, “Pandorum”, “Scanner Darkly”, “Altered States”, “K-Pax” öne çıkıyor.
Listedeki hemen her film o kadar özel ve iyi ki (özellikle de ilk 4 yapım), aslında hepsi de farklı bakış açılarıyla birinciliği hak ediyor.
10- Moon (2009)
Düşük bütçeli, ayakları yere basan, sağlam bir bilimkurgu ile listemize giriş yapıyoruz. Çok önemli bölümü tek mekanda ve tek oyuncu ile geçmesine rağmen, Moon izleyiciyi hiç sıkmıyor.
Tabii Sam Rockwell’in başarılı oyunculuk performansını da es geçmemek lazım.
9- Inception (2010)
Listemizin 9. sırasında Kara Şövalye üçlemesi ile üne kavuşan Christopher Nolan imzalı bir bilimkurgu var. Leonardo DiCaprio, Joseph Gordon-Levitt, Ellen Page gibi iyi oyunculardan oluşan bir kadroya sahip film, sizi yarı yolda bırakmıyor.
Rüyalar üzerine yapılmış belki de en iyi filmlerden biri. Filmin son karesine kadar (hatta sonrasında da) izleyenleri düşündüren, psikolojik ve gizem unsuru bol bir bilimkurgu.
8- Cube (1997)
Küp, Kanada yapımı, tek mekanda geçen düşük bütçeli bir film. Küp şeklindeki bir odaya hapsedilmiş ve oraya nasıl geldiklerini hatırlayamayan insanların, içe içe geçen küp odalardan kaçmaya çalışmaları üzerine kurulmuş farklı bir senaryoya sahip.
Bu düşük bütçeli film o denli başarılı oldu ki, iki adet devam filmi de yapıldı. Ama hiçbiri ilkinin kalitesine yaklaşamadı.
7- Alphaville (1965)
Fransız Yeni Dalga akımının öncü yönetmenlerinden Jean-Luc Godard imzalı, içinde Yeni Dalga’nın tüm unsurlarını görebileceğiniz ender bir yapım ile karşı karşıyayız. Filmin öyküsü gelecekte geçmesine rağmen film, doğallığı ve akıcılığı ile izleyiciyi yabancılaştırmamayı başarıyor.
Film hakkındaki detaylı bilgiye sitemizdeki yazısından ulaşabilirsiniz.
6- The Man From Earth (2007)
Bir düşük bütçeli ve tek mekanda geçen psikolojik/gizem-bilimkurgu filmi olan Man From Earth, listemizin 6. sırasında. Listedeki diğer filmlere oranla içinde en az aksiyonu barındıran film, bu monotonluğu ustaca yazılmış senaryosu ve diyalogları ile bertaraf etmeyi başarıyor.
Yapımı özel kılan etmenlerden biri de, bitmesine rağmen gizem unsurunu yitirmiyor oluşu. Yapımın 2017’de çekilen ve ücretsiz olarak izlenmeye sunulan bir devam filmi de bulunuyor. Ancak devam filmi ne yazık ki ilkinin kalitesine ulaşamıyor.
5- Primer (2004)
Zaman yolculuğu temalı bir psikolojik-bilimkurgu filmi olan Primer, sadece 7.000 dolarlık maliyetiyle listedeki en düşük bütçeli yapım. Düşük bütçesine rağmen filmin pek çok mekanda geçmesi ve birden fazla oyuncu barındırması takdire şayan. Başları, teknik terimlerle kafa karıştırsa da finale doğru öyküyü başarıyla toparlamayı bilen, bilimkurguseverlerin kaçırmaması gereken bir yapım.
Filmi yazan, yöneten, başrolünde oynayan, sonrasında kurgulayan ve seslerini düzenleyen Shane Carruth’a ayrı bir parantez açmak gerek. Setlerde mikrofon operatörlüğü yaparak sinema konusunda bilgi sahibi olan Shane Carruth, filmi daha önce hiçbir yönetmenlik, oyunculuk, kurgu tecrübesi olmadan yapmış. Çekimleri sadece bir ay sürse de yapımın post-prodüksiyonu teknik sıkıntılar nedeniyle iki yılı aşkın süre almış.
4- Stalker (1979)
Sadece Rusya’nın yetiştirdiği değil, Dünya’ya mal olmuş bir deha olan Andrey Tarkovski imzalı bir başyapıt ile karşınızdayız. Çekim açıları, renkleri, oyunculukları, öyküsü ayrı ayrı şahanelikte ve ustalıkta. Çekimleri bittikten sonra film makaralarının önemli bir bölümü yanmıştır. Bunun neticesinde neredeyse baştan çekilmiştir.
Film, 1972’de yazılan bilimkurgu kitabı Uzayda Piknik’ten senaryosunu almış olsa da, bazı yönleriyle kitaptan ayrılıyor. Tarkovski, bu konu üzerine, “Anneler hep aynı çocuğu doğurmaz” demiştir.
3- A Clockwork Orange (1971)
Bir diğer deha olan Stanley Kubrick imzalı bir bilimkurgu ile karşınızdayız. İngiliz yazar Anthony Burgess imzalı Otomatik Portakal kitabından uyarlanan filmde çekim açıları, müzikler ve Malcolm McDowell’in üst düzey oyunculuk performansı dikkat çekici.
İzleyenleri hem eğlendiren, hem geren, hem sarsan, hem de toplum ve politika eleştirisi yapabilen üst düzey bir yapım. Kaçırılmaması gereken bir başyapıt.
2- Solaris (1972)
Tarkovski imzalı bir diğer bilimkurgu filmi olan Solaris, listemizin ikinci sırasında. Psikolojik bilimkurgu sinemasının belki de psikoloji yönü ağır basan en iyi örneği. Usta yazar Stanislaw Lem imzalı aynı isimli romandan uyarlanan bu film, pek çok yönüyle kitaptan farklılık gösteriyor. Zaten Tarkovski ve Kubrick’in en önemli özelliklerinden biri, uyarladıkları öykü ne olursa olsun mutlaka onlar üzerine kendilerinden de bir şeyler katmaları.
Film, Sovyetler Birliği’nin 2001 A Space Odyssey filmine bir yanıtı olarak lanse edilmiş ve Soğuk Savaş sinemada da sürmüştür.
Film hakkında detaylı bilgiye sitemizdeki yazıdan ulaşabilirsiniz.
1- 2001: A Space Odyssey (1968)
Kubrick’in ustalık dönemi filmlerinden 2001 A Space Odyssey, birçok otorite ve izleyiciye göre gelmiş geçmiş en iyi bilimkurgu filmi. Film, pek çok özelliği ile bu yakıştırmayı sonuna kadar hak ediyor. İnsan doğasını evrimsel süreçteki köklerine kadar ele alması ile zaten diğer filmlerden ayrılıp çok farklı bir yerde duruyor.
Diyalogdan ziyade renkler ve yüz mimikleriyle duyguları anlatan bir şaheser. 1968 yılında çekilmesine rağmen o zamana kadarki en gerçekçi ve en iyi uzay sahnelerine sahip yapım olmayı başarmış. Günümüzde bile kalitesinden hiçbir ödün vermemiş.
Film, Arthur C. Clarke’ın aynı adlı romanından uyarlanmış gibi gözükse de, aslında film ile roman eşzamanlı olarak yazılmıştır. Film hakkında daha geniş bilgilere sitemizdeki yazıdan ulaşabilirsiniz.
