Bilimkurgu filmlerini incelerken çoğunlukla yönetmenlerden, senaristlerden ya da oyunculardan söz ederiz. Oysa sinema için en az onlar kadar önemli bir emekçi grubu daha vardır: Tasarımcılar. İzleyicileri geleceğin dünyasına, o fantastik atmosfere götürenler onlardır. Syd Mead, bilimkurgu sinemasının en büyük ve etkili tasarımcılarından biri olarak kabul edilir. Bugün bile sinemadaki mirası kullanılmaya devam edilmektedir. Hem sanatsal yeteneği hem de yaratıcılığıyla tanınan Mead, bilimkurgu filmlerinin görsel estetiğine önemli katkılarda bulunmuş bir isimdir.
Syd Mead, 18 Temmuz 1933 tarihinde Minnesota, ABD’de doğdu. Sanatçı olarak yeteneklerini göstermeye çok genç yaşlarda başladı. İllüstrasyonlar çizmeye olan ilgisi, onu sanat dünyasına yönlendirdi. Daha çocuk denecek yaşta yerel basında çizimleri yer aldı. Bu sayede, alanında en prestijli okullar arasında gösterilen Art Center School‘da tam burslu olarak görsel sanatlar ve grafik tasarım bölümüne girdi. Bu eğitim, sanatsal yeteneklerini daha da geliştirmesine ve henüz öğrenciyken iş bulmasına olanak sağladı. Ford’da araç tasarımları yapmaya başladı. O güne kadar tek tip olan araç tasarımlarını değiştirdi ve arabalara âdeta bir kişilik kazandırdı. Bugün trafikte gördüğümüz çoğu aracın tasarımında doğrudan ya da dolaylı şekilde katkısı olduğunu söyleyebiliriz.
Öğrenciliğinde yarı zamanlı yaptığı bu işlerin ardından çok güçlü bir portfolyo elde etti ve mezuniyetinin ardından görsel tasarım alanında hizmet veren kendi şirketini kurdu. Kariyerine reklam ve endüstriyel tasarım alanında çalışarak devam etti. U.S. Steel, Philips, Sony, Mechanix gibi dünya devi küresel şirketlerin ürün ve reklam tasarımlarını yaptı. Hatta sonrasında Playboy da dâhil basılı tüm yayınlara sayfa düzeni ve dizgi konusunda hizmet verdi. Ancak gerçek çıkışını bilimkurgu sinemasıyla yaptı. 1970’lerde 2001: A Space Odyssey ve Star Wars gibi önemli bilimkurgu filmleri popülerlik kazanıyordu. Dolayısıyla daha çok bilimkurgu filmi üretiliyor ve daha çok tasarımcıya gerek duyuluyordu. Bu dönemde Mead, kendi benzersiz vizyonunu ve tasarım yeteneklerini film endüstrisine sunma fırsatı buldu. 1979 yılında Star Trek dizisinin ilk sinema filmi olan Star Trek: The Motion Picture ile sinema dünyasına adım attı ve yapımın set tasarımını üstlendi.
Ancak en büyük ve bilimkurgu sinemasında devrim sayılabilecek nitelikteki çalışması bir sonraki işi oldu. Syd Mead’ın en ikonik çalışmaları, Ridley Scott’ tarafından yönetilen ve 1982’de yayımlanan Blade Runner filmindeki görsel tasarımlarıyla geldi. Film, bilimkurgu tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edildi ve bunda Mead’ın tasarımları da önemli pay sahibiydi. Çalışmalarıyla büyük övgü aldı. Geleceğin distopik dünyasını yaratırken gökdelenler, uçan araçlar ve neon ışıklarıyla gerçekçi bir bilimkurgu atmosferi oluşturmak için tüm yeteneklerini sergiledi. Blade Runner, görsel estetiği ve atmosferiyle sinemaseverleri büyüledi. Ardından gelen çoğu bilimkurgu filminde oluşturulan şehir tasarımları Blade Runner’dan izler taşıyordu.
Syd Mead, sadece bir tasarımcı olarak değil, aynı zamanda bir gelecek araştırmacısı olarak da ün yaptı. Sinemayla uğraştığı dönemlerde de mesleki kariyerine devam etti ve endüstriyel tasarımlarını sürdürdü. Bu da onun eşsiz bir deneyime sahip olmasını sağladı. Endüstriyel tasarımları sayesinde bilimkurgu filmleri için daha gerçekçi uygulamalara imza atıyor, filmler için geliştirdiği teknikler de endüstride işine yarıyordu. Bir nevi bilimkurgu filmlerinde karşımıza çıkan cihazların, araçların ya da ev tasarımlarının gerçeğe dönüşmesini sağlıyordu. Tasarımları, gelecekteki teknolojik gelişmelere dair öngörülerle bezeliydi. Dolayısıyla bilimkurgu dünyasının gerçekçi ve inandırıcı olmasında büyük katkıları vardı. Mead’ın tasarımları, çok geçmeden geleceğe dair hayal gücünün sınırlarını zorlamak için bir ilham kaynağı hâline geldi. Filmlerini izleyenler, “gerçekten de gelecekte insanlar bunları kullanacak” diye düşündü. Tasarımları, Blade Runner dışında Back to the Future, Aliens, Tron ve Elysium gibi pek çok bilimkurgu filminde de kullanıldı. Tasarladığı her dünya ve araçla izleyicileri farklı bir gerçeklikte yolculuğa çıkardı.
Syd Mead, 30 Aralık 2019’da lenfoma sonucunda hayata veda etti. Ancak bilimkurgu sinemasına bıraktığı miras yaşamaya devam ediyor. Tasarım dünyasına ve bilimkurgu sinemasına getirdiği yenilikçi yaklaşım, gelecek nesil sanatçılara hâlâ ilham veriyor. Mead’ın çalışmaları dışında, yanında yetişen yeni nesil tasarımcılar da ondan devraldığı bayrağı günümüz bilimkurgu filmlerinde devam ettiriyor. O, bilimkurgu sinemasının görsel estetiğine katkıda bulunan önemli bir tasarımcı ve sanatçıydı. Erken yaşlardan itibaren sanata olan ilgisi ve yeteneği, onu hem endüstrinin hem de bilimkurgu dünyasının vazgeçilmez bir tasarımcısı hâline getirdi. Blade Runner başta olmak üzere sayısız filmde geleceğe dair vizyonunu izleyiciye aktardı ve bilimkurgu evrenlerini daha inandırıcı kıldı. Kısacası, tür sinemasının gerçeküstücülükten çıkıp gerçekçiliğe ulaşması onun sayesinde oldu.
Yazımızın sonunda Ridley Scott’tan bir alıntı yapalım:
“Ölümünden sonra arkasından ağladığım iki sinemacı var: Biri Tony Scott, kardeşim olduğu için. Diğeri de Syd Mead, bir daha onun gibisi gelmeyeceği için.”