istanbul post apokaliptik

Bilimkurgu Sinemasında Post-Apokaliptik Tür

Türsel terimler sıklıkla, belli bir grup metin ya da eser üretildikten sonra bu metinlere atfedilmektedir (Geraghty, 2009: 1). Bu durum bilimkurgu (science fiction) terimi için de geçerlidir. Lüksemburg kökenli Hugo Gernsback (1884-1967), 1908 yılında Modern Electirics adlı dergiden başlayarak “bilimin harikaları” ve sonrasında kurduğu dergilerde olağanüstü konuları işleyen scientific fiction (bilimsel kurgu) adını verdiği metinleri bir araya toplamıştır. 1926 yılında çıkarmaya başladığı Amazing Stories dergisi ise ABD’de sadece bilimkurgu eserlerine ayrılan ilk ucuz dergidir (pulp magazine) (Baudou, 2005: 7-8, 32). Gernsback, “bilimkurgu” (science fiction) terimini ilk kez, Science Wonder Stories dergisinin ilk sayısına yazdığı sunuşta kullanmıştır. Gernsback dergide, yalnızca bilimsel yasalara dayanarak yapılan mantıksal çıkarımlı öykülere yer vereceğini bildirmektedir (1929: 5). Bu bakımdan Gernsback’ın bilimkurguyu kavrayışında, olağanüstü konuları ele alan ve bunları bilinen bilimsel yasalara dayandırdığı mantıksal çıkarımlarla öyküselleştiren eserler vurgusunun önemli olduğunu söylemek mümkündür.

Gernsback’ın tanımı, türe ilişkin tek tanım değildir. Roger Schlobin, bilimkurgu ve fantazi üzerine altmış yedi yazarın tanımlarını listelemekte, ideal olanın çalışmanın kapsamı ve amaçları doğrultusunda bir tanımı seçmek olduğunu belirtmektedir (1981: 496-511). Bu tanımlamalar türe ilişkin tarihsel bir perspektif kazandırmaktadır ve türün değişen doğasını, bu doğanın sürekli yenilendiğini ve oluşturulduğunu, dolayısıyla tanımların da değiştiğini göstermektedir. Roberts, bilimkurgu tanımlamalarında bir ortaklık bulunmasa da türsel uylaşımların hem üretim hem de tüketim alanında herkesin ne olduğunu bildiği, “bilimkurgu olarak adlandırılan ne varsa o”nun bilimkurgu olduğuna dair bir sonuca götürdüğünü belirtmektedir. Ona göre bilimkurgu türünde “ne olur” (what if) oyunu önemlidir, vurgu noktası “gerçek” değil, bilimsel yöntem, belirli bir öncülün mantıksal işleyişi, farklı olan ile karşılaşmanın merkezi bir yoludur (2006: 1-2, 9, 17).

Darko Suvin’in bilimkurgu anlayışı Bertolt Brecht’ten etkilenmiştir (Telotte, 2004: 4). Ona göre bilimkurgu bilişsel yabancılaştırma edebiyatıdır. Bilimkurgu kurgusal bir hipotezi alıp bilimsel bir düşünce ile birleştirme, tümleştirme çabasıdır. O meta-ampirik bir türdür ama metafizik değildir. Suvin bilimkurgunun tanımını “yeterli ve gerekli koşulları, bilişselliğin ve yabancılaştırmanın varlığı ve etkileşimi, ana biçimsel aygıtı yazarın ampirik çevresine alternatif yaratıcı bir çerçeve olan edebi bir tür” olarak belirtmektedir. Yabancılaştırma, bir nesnenin alışık olmayan biçimde gösterilmesi, yabancılaştırıcı kurgu ise, toplumsal ve çevresel ilişkileri, tümüyle ya da önemli ölçüde yaşanılan zaman-yer ilişkisinden farklılaştıran, genel ortak duyuya hitap etmeyen bir kurgu, bir özellik olarak sunulmasıdır. Bilişsel edebiyatın naturalistik olanı realistik, yabancılaştırma özelliği olanı bilimkurgudur. Yabancılaştırma edebiyatının bilişsel olmayanı ise metafiziktir, mit, masal ve fantezidir (1979: vii, 4-8, 18, 20).

Ünsal Oskay, Suvin’in bilimkurgu anlayışının ütopik ve distopik bilimkurgu ürünlerini sadece iyi ve kötü olarak sayılması anlamına gelmeyeceğini, her bilimkurgu eserinin canonic değil, diachronic olduğu, dolayısıyla bu iki öğenin yüksek ve düşük düzeydeki bilimkurgu eserlerinde birlikte bulunabileceğini söylemektedir; başat noktaya bakılmalıdır. Oskay, Suvin için bilimkurgunun yeni olanın (novum) keşfedilmesinde bir araç (organon) olduğu düşünmektedir. Yaşanan dünyanın alışılmış algılanmasına karşı olan bilimkurgu bu yönden yabancılaştırıcı bir etki üreterek yeni olana, “vadi paradigması” ile kişinin kendi nesnel dünyasından başka, öteki dünyaların da olabileceğini göstermektedir (2014: 30-35).

post-apocalyptic

Post-apokaliptik kurguda, kıyamet gerçekleşmekte olan bir süreç değildir, tarihsel olarak gerçekleşmiş, yıkım dünyayı mekansal olarak dönüştürmüş, bu felaketten kurtulan insanlar ise yaşamı yeniden düzenlemeye başlamıştır. Dolayısıyla artık kıyametin etkilerinin varlığı söz konusudur. Bir açıdan kıyamet öncesinin insanı, mitik “olgunlaşmamış” insandır. Çünkü halen çocukluk döneminde olan insanlık, kendi varlığını tümden yok ederek, aslında erginleşme için gerekli olan fiziksel ve ruhsal dönüşümü sağlamış olacaktır. Bu bakımdan post-apokaliptik kurgu yıkımı zorunluluk olarak gördüğü kadar onu araçsallaştırıp yeni bir başlangıcı da önvarsayım olarak kabul etmektedir. Roloff ve SeeBlen’e göre kıyamet teması “dünyada gereksiz ve fazla olanı da bir temizleme” sürecidir ve böylece her şey yeni baştan başlayabilecektir (1995: 100).

Broderick’e göre, uzak bir dönemde, yıkım sonrası dünyaya ilişkin yansıtmalar, yıkım gerçekleştiği ana ilişkin sahneleri atlamaktadırlar ve böylece izleyici nükleer felakete yönelik insan etkisini gözden kaçırmaktadır. Yanı sıra bu filmlerin bir kısmı, bu zamandaki yaşamı ideolojik bir tartışmanın konusu yapmaktadır. Diğer filmler ise yüksek düzeyde gerici bir tavır sergilemekte, muhafazakâr toplumsal rejimin ataerkil yasaları ve bunlara hayranlık yoluyla statükonun sembolik yasalarının avukatlığını yapmaktadırlar. Bu filmler yıkımı kutlamasalar bile, yıkımı (post) modern yaşamın baskıcı unsurlarını ortadan kaldırıp, daha az karmaşık tarımsal varoluşlara ve toplumsal uyuma yönelik nostaljik bir özlemi dile getirmektedirler (1993: 362). Post-apokaliptik hikâyeler, mevcut düzenin ortadan kaldırılması düşüncesiyle ilgilidirler. Böylece bir tersine çevrinme yaşanmaktadır. Uygarlığın kontrolü altındaki bir doğadan doğanın kontrolü altındaki insanlığa geçiş söz konusu olmaktadır (Moon, 2014: 5-6).

Sontag’a göre bilimkurgu düşünülemez ve felaketle ilgili olmasının sebebi insanın dehşet ve korku duygularına yönelik tepkilerinin yetersizliğidir. Yıkım gerçekleşirken görünen “güzellikler”, bilimkurguyu yıkımın estetiği hakkında bir tür yapmakta, bu yolla aynı zamanda ahlaki bir basitleştirme yapılmaktadır. Böylece, normalde zalimce görünebilecek ya da ahlaksızca hislere tercüman olabilecek fanteziler ahlaki bakımdan kabul edilebilir hale gelmektedir (2015: 281, 284, 296). Bu yaklaşım ile bağıntılı olarak post-apokaliptik filmler ele alındığında, gizemli bir virüs, deprem, uzaylı istilası, doğa verimsizliği, küresel ısınma vb. bir gerekçeyle insanlığın büyük bir kısmının, örneğin yüzde %99’unun, ortadan kalktığı düşüncesi, insanlığı ya da canlılığı belirli bir sayı ya da orana indirgemektedir. Şimdiye kadar kuramsal çerçevesi çizilen bilgiler gözetildiğinde, post-apokaliptik bilimkurgu filmlerini, korku türüyle etkileşim içinde, bilimkurgu sinemasının tematik bir alt türü olarak kabul etmek mümkündür. Post-apokaliptik filmler, yabancılaştırıcı etkilerini, izleyicinin şimdiki zamanından radikal olarak farklı bir dünya/mekân tasarımı yaparak ortaya koymaktadırlar. Bu filmler, yıkımı, sıklıkla dışsal bir sebebe dayandırsalar da, bu sebebin kökeninde insanın teknolojiyle kurduğu ilişkinin niteliği yatmaktadır; dünyaya ve yaşama ilişkin bakışın rasyonel niteliği merkezi bir sorun olarak kavranmaktadır.

Bu filmleri yakın ya da uzak geleceği şimdiden tasarlayarak bu olası etkileriyle geleceğe ve insan etkinliklerine, bunların olası sebeplerine ilişkin bilişsel bir ortam hazırlamaktadırlar. Onlardaki özgül novum, yeni, şimdiki zamandan radikal olarak farklı tasarımlanmış mekân ve zamanın kavranışıdır. Sobchack’ın belirttiği gibi bilimkurgunun özgül yanı toplumsal düzenin bozulması (2001: 30) fikridir. Bu filmlerdeki karakterler, ikonografi, zamanın kavranışı, teknolojik aletlerle ilişki ise, türün uylaşımlarını yeniden yorumlayan, kendine özgü bir çerçeveye sahiptir. Özden’in vurguladığı gibi tür filmleri incelenirken, türe ait külliyatın bilinmesi, anlatım geleneklerinin ve temel karakterlerin tanınması, filmin kültürel bir bağlama oturtulması gerekmektedir (2004: 277).

Tanımlardan bazılarına göz atmak, değişen vurgu noktasını görmek açısından ilgi çekicidir. Bilimkurgu, Francis Abernethy için sonsuzluğu bilmek için arzu ve dünyadaki koşullardan kaçınmakla, Brain Aldiss için insanın evrendeki durumunu tanımlamakla, Kingsley Amis için çevremizdeki insanın belirli etkilerinin olasılıklarıyla, Isaac Asimov için bizimkinden farklı bir kurgusal toplumdaki insana bağlı bilimsel gelişimlerin etkisiyle ya da değişimlerin doğasının, bunların olası sonuçlarının ve bunlara getirilen çözümlerle ilgilidir. Gregory Benford için gelecek hakkında düşünme ve hayal etme, Ben Bova için değişimin literatürü, Ray Bradbury için geleceğin sosyolojik araştırması, Reginald Bretnor için insanların bilimsel deneyimleri ve bu bilimsel teknolojilerin sonuçlarına dair rasyonel spekülasyon, John W. Campbell için hangi değişiklerin olacağı, bunlardan hangisinin gereksiz, zararlı veya geliştirici olacağına dair spekülasyondur.

Öte yandan Diane Cleaver için bilinmeyeni bilinir hale getiren kehanetcilik, Lester Del Rey için insan doğasının şimdiki zamandaki mit üretici ilkeleri, Leslie Fiedler için kehanetiçilik, Hugo Gernsback için bilimsel gerçekler ve kehanetçi bir bakış açısıyla şekillendirilmiş büyüleyici romans, Williamd Gdoshal için gerçekçi fantazi, Robert Heinlein için olası gelecekteki olaylar için gerçekçi spekülasyonlar, Frank Herbert için gizemli zamana dair en son düzeydeki süpekülatif hayal, Mark Hillegas için toplumsal eleştiricilik ya da uygarlığın mit makinesi, David Ketterer için radikal uyumsuzlukların felsefi sonuçlarını araştırma, Alan Nourse için değişimlerin ve onların insan yaşamındaki etkisiyle ilgilenme, Robert Philmus için bilimsel rasyonalitenin kullanımını da içeren retorik bir strateji, Lois ve Stephen Rose için büyüleyici teknoloji, zaman yolculuğu, gelecek senaryoları, iç uzayın ve onların son anlamlarıyla ilgilenen bir tür, geleceğe ilişkin ve olasılıklara ilişkin spekülasyonla ilişkilidir (Schloben, 1981: 496-511).

Kaynaklar:

  • Baudou, J. (2005). Bilim-Kurgu. (Birinci Baksı). (Çev. İ. Bülbüloğlu). Ankara: Dost
  • Broderick, M. (1993). Surviving Armageddon: Beyond the Imagination of Disaster. Science Fiction Studies. Vol. 20, No. 3, Kasım, (S. 362-382).
  • Geraghty, L. (2009). American Science Fiction Film and Television. (First Publishing). Oxford, New York: Berg
  • Gernsback, H. (1929). Science Wonder Stories. Science Wonder Stories. New York. Volume 1. No.1 June. S. 1
  • Moon, H. (2014). The Post-Apocalyptic Turn: a Study of Contemporary Apocalyptic and Post-Acpocalyptic Narrative. Wisconsin-Milwaukee: The University of Wisconsin-Milwaukee. Yayınlanmamış Doktora Tezi.
  • Oskay, Ü. (2014). Çağdaş Fantazya. Popüler Kültür Açısından Bilimkurgu ve Korku Sineması. İstanbul: İnkilap (2010).
  • Özden, Z. (2004). Film Eleştirisi. (2. Baskı). Ankara: İmge
  • Post-Apocalyptic, (2017). Oxford Living Dictionaries. https://en.oxforddictionaries.com/definition/us/post-apocalyptic. Erişim: 18.12.2017.
  • Roberts, A. (2006). Science Fiction. (Second Edition). London and New York: Routledge
  • Schlobin, R. C. (1981). Definitions of Science Fiction and Fantasy. The Science Fiction Reference Book. (M. B. Tymn (Ed.). (S. 496-511). Washington: Starmont House.
  • Sobchack, V.C. (2001). Screening Space: The American Science Fiction Film. (Second Edition, Fourth Printing). New Brunswick, New Jersey, London: Rutgers University
  • Suvin, D. (1979). Metamorphoses of Science Fiction. New Haven and London: Yale University
  • Telotte, J.P. (2004). Science Fiction Film. Cambridge: Cambridge University
  • Kapak Görseli: Cihan Engin Digital Arts

Yazar: Mikail Boz

Ömrünün yarısını ne yapacağını, kalan yarısını da ne yaptığını düşünerek geçirmek istemeyen bir yersiz yurtsuz... Bilimkurguyu da bu yüzden seviyor...

İlginizi Çekebilir

dinozor oykuleri kapak

Tarih Öncesinden Geleceğe: Dinozor Öyküleri

“Başa sarılan bir filmdi zaman.” Bilimkurgu edebiyatının önde gelen yazarlarından Ray Bradbury, 1920’de Amerika’da doğdu. …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin