Etiket Arşivleri: Der schweigende Stern

Bilimkurguda Venüs

Güneş Sistemi’nde fiziksel büyüklük bakımından Dünya’nın ikizi olan Venüs, uzunca bir süredir robotik keşif seferleri Mars’a yoğunlaştığı için gündemde geride kalmıştı. Fakat geçtiğimiz günlerde atmosferinde bulunan fosfin molekülleri, gezegende yaşam olabileceğine dair önemli bir kanıta işaret edince Venüs yeniden bilim dünyasının radarına girdi. Gökyüzünün Güneş’ten ve Ay’dan sonra en parlak cisim olması nedeniyle eski çağlardaki insanlar tarafından “Aşk ve güzellik …

Devamını gör »

Doğu Almanya’nın İlk Bilimkurgu Filmi: First Spaceship on Venus

Bildiğimiz bilimkurgunun ilk örnekleri 19. yüzyıl sonlarına, Jules Verne ve H. G. Wells’in işlerine dayanır. James Gleick yeni kitabında bunun endüstriyel devrimin getirdiği hızlı sosyal ve teknolojik değişimler sonucunda mümkün olduğunu savunuyor. İnsanlar birden geleceğin şu andan büsbütün farklı olabileceğine inanmaya başladılar ve yarattıkları bilimkurguda da bu hissediliyordu. 1950’lerdeki uzay yarışı çağının bilimkurgu ütopyacılığı çok ateşliydi. Günümüzde ise insanlar kişisel …

Devamını gör »

Stanislaw Lem’in Eserlerinden Uyarlanan Filmler

solaris

Ünlü bilimkurgu yazarlarının eserlerinden uyarlanan filmleri mercek altına aldığımız yazı dizimizin bu bölümünde Stanislaw Lem var. “Bilimkurgunun Aristokratı” diye anılan ve yazdıklarıyla hepimizi mest eden Stanislaw Lem’i pek çoğumuz Solaris ile tanıyıp sevmişizdir. Andrey Tarkovsky tarafından sinemaya da uyarlanan bu başyapıt sayesinde Lem, Doğu Blok’una sıkışıp kalmış ününü Dünya çapına yaymayı başarmıştı. Hatta türün bir başka önemli yazarı olan Philip …

Devamını gör »

Alman Sinemasından Öne Çıkan Bilimkurgu Filmleri

Alman bilimkurgu sinemasi

Avusturya doğumlu yönetmen Fritz Lang’ın Metropolis‘i, Alman bilimkurgu sineması dendiğinde akla ilk gelen film olmayı hala sürdürüyor. Bir anlamda günümüz bilimkurgu sinemasının temelini de atmış olan film, eleştirel tavrı, çağının ötesindeki görselliği ve distopik anlatımıyla tüm zamanların en iyi eserleri arasında. Ne yazık ki Metropolis gibi bir filme imza atan Alman sineması, sonraki süreçte derin bir sessizliğe gömülmekten kurtulamadı. Ancak …

Devamını gör »