Dalgalar bütün şiddetiyle kıyıya vuruyor. Lacivert okyanus, kıyıya sokuldukça rengi açılıyor ve altın rengi kumlar turkuaz sularla buluşuyor. Kumsalın hemen ardında tropik bir orman başlıyor, ağaçların sıklığından toprak bile görünmüyor. Hayatımın en önemli konuşmasını yaparken, önümde böyle bir manzara uzanıyor. Ve gökyüzünü kaplamış bulutlar, çiseleyen yağmur damlaları… -Nihayet benimle konuşuyorsun -Çünkü zamanı gelmişti -Seninle yıllardır karşılaşıyorum. Ve şimdi bu karşılaşmaları …
Devamını gör »Etiket Arşivleri: Emre Yorgancıgil
Sesli Öyküler [01×13]: Bir Cuma Akşamüstü – Emre Yorgancıgil
Sesli Öyküler serimizin 13. bölümünde, Emre Yorgancıgil‘in Bir Cuma Akşamüstü adlı öyküsü var. Kahramanımız Bülent, pek çoklarımız gibi işinde gücünde sıradan biridir. Ancak bir cuma akşamüstü yaşayacakları, kendine dair akılalmaz bir gerçeği keşfetmesine yol açacaktır. İyi dinlemeler… Seslendiren: Varlık Ergen Serinin gelecek bölümleri için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın.
Devamını gör »Bir Cuma Akşamüstü | Emre Yorgancıgil (Kısa Öykü)
Lanet olası cuma trafiği! Dur kalk, dur kalk! 3 km’lik yolu 40 dakikada aldık. Neyse ki köprüye doğru yol açılmaya başladı. Tam hızlanmışken dikiz aynasında hızla yaklaşan bir motor gördüm, önünü açmak için sağa kırdım. Gene de tam kaçamadı, geçerken dikiz aynasına sürtündü, aynanın camı olduğu gibi çatladı. Hızla uzaklaşan motorcunun arkasından bağırdım: “Ulan hayvan herif! Yeni çıktı araba sanayiden!” …
Devamını gör »Büyük Oyun | Emre Yorgancıgil (Kısa Öykü)
Hayatta yaptığımız, ya da yapamadığımız her şeyin, yeni ihtimaller oluşturduğunu; o ihtimallerin de yeni alternatif evrenler yaratarak bir şekilde gerçekleşebildiğini okumuştum bir yerlerde. Tabii ki pratik olarak kanıtlanması imkansız bir düşünce. Anlık oluşan başka boyutlar ve evrenler üzerine bir akıl yürütmeydi sadece. Ancak bazen, düşünmesi bile keyif veriyordu. Özellikle şu an, aylardır planladığım tatilin ilk aşaması olan San Francisco uçağının, …
Devamını gör »Yolculuk | Emre Yorgancıgil (Kısa Öykü)
Çocuktum. İstasyon Caddesi’nin trafiğe kapatıldığı bir yaz akşamı, yürüyüş yapıyorduk. Babama, ismimin anlamını sordum. “Evren” demişti, gördüğün her şeyden ibaret. Ayağının bastığı toprak, soluduğun hava ve yaşadığın şehir bunun küçücük bir parçası, Dünya. Gökyüzüne baktığında ise, başka şeyler görüyorsun, Ay, Güneş ve yıldızlar. Yıldızların aslında çok büyük ve çok uzakta olduğundan bahsediyordu. Dünya’nın küçük ve sıradan bir gezegen olduğu gerçeği …
Devamını gör »