Etiket Arşivleri: J. G. Ballard

J. G. Ballard’ın Etkisindeki Müzisyenler ve Müzik Grupları

1930 Şanghay doğumlu James Graham Ballard, teknolojik gelişmelerin değil; psikoloji, politika ve toplum bilimin önce çıktığı yeni dalga bilimkurgu’nun en önemli temsilcisidir. Cambridge’de psikiyatri eğitimi görür ve yazarlık kariyerine kısa öykülerle başlar. İlk öyküsü Prima Belladona 1956’da Science Fantasy dergisinde ve ilk romanı The Drowned World 1962’de yayınlanır. En çok Güneş İmparatorluğu ve Çarpışma romanları ile tanınır. 1984’te yayımlanan yarı-otobiyografik romanı …

Devamını gör »
Korkonun-Butun-Sesleri

Bilimkurgunun Ustalarından Seçme Öyküler: Korkunun Bütün Sesleri

Metis Yayınları’nın ilk olarak 1993 yılında derleyip yayımladığı kısa öykülerden oluşan bu kitap, aradan geçen uzun zaman içinde çok fazla rağbet görmemiştir. Elbette buna Türkiye’de bilimkurgunun gözde bir tür olmaması sebep olarak gösterilebilir. Sedef Öztürk ve Levent Mollamustafaoğlu’nun derleyip çevirdiği kitapta 7 usta bilimkurgu yazarından 7 öykü bulunuyor. Öykülerin tek bir tema etrafında şekillenmediğini, farklı tatları okura sunduğunu vurgulamakta yarar …

Devamını gör »
new wave

Bilimkurguda Yeni Dalga Akımı

Yeni Dalga (New Wave), 1960 ve 1970’lerde bilimkurguya yeni bakış açılarının getirildiği, deneysel metinlerin öne çıktığı bir akımdır. İçinde birçok tema ve türden eser bulundurur ancak bunlar genelde hard sci-fi çerçevesinde olmaz. Yeni dalgacılar teknolojik gelişmelerin değil; politika, psikoloji, toplum bilim gibi sosyal bilimlerin ya da felsefenin öne çıktığı ve genelde alternatif toplum biçimlerinin sorgulandığı kurgulara önem verirler. Bu teknoloji karşıtlığında, …

Devamını gör »

Dikey Sınıf Savaşı ve Modernizmin Şiddeti: Gökdelen

“Şiddetin, sosyal bağların kurulmasında önemli rol oynayacağı belliydi.” James Graham Ballard, 1930 Şanghay doğumlu İngiliz bilimkurgu ve transgressif kurgu yazarıdır. Pearl Harbor baskınıyla beraber 1942 yazından savaş bitimine kadar tutsak kalmış; savaş, tutsaklar kampı ve atom bombası gibi şeyleri ilk elden gözlemlemiştir. 1946’da İngiltere’ye yerleşmiş ve Cambridge Üniversitesi’nde psikiyatri eğitimi görmüştür. Kısa süre Kanada’da Kraliyet Hava Kuvvetleri’nde (RAF) de bulunmuştur. Yazarlık …

Devamını gör »

Düşsel Bir Sorgulayış: Sınırsız Rüyalar Diyarı

“Bir takım nedenlerden ötürü, kendi içimde, başka birine verilmiş olması gereken bir rolü oynadığımı düşünüyordum.” -Blake. Ülkemizde ilk olarak 1995 yılında İrem Sağlamer çevirisiyle, “Sınırsız Rüyalar Diyarı” adıyla Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan kitabın orijinal adı The Unlimited Dream Company. Bu ismin yanlış bir çeviri olduğunu söylemek mümkün. Fakat yayınevinin kitabın içerisinde bulunan yazarın kısa özgeçmişinde kitap ismini doğru bir şekilde, …

Devamını gör »
Yakın Geleceğin Mitosları

Teknolojinin Sömürgesindeki İnsanlık: Yakın Geleceğin Mitosları

“Belki de bizlerin zaman anlayışı daha az zeki atalarımızdan devraldığımız ilkel bir zihinsel yapı.” -J.G. Ballard. Steven Spielberg yönetmenliğinde sinemaya da uyarlanan Güneş İmparatorluğu’ndan sonra Türkiye’de yayımlanan 2. Ballard kitabı Yakın Geleceğin Mitosları’dır. İçerisinde 10 adet öykü barındıran kitap, Ballard’ın öykü derlemeleri arasında önemli bir yere sahiptir. Birbirinden güzel öykülere tek tek, kısaca değineceğim. 1. Yakın Geleceğin Mitosları: Kitapla aynı …

Devamını gör »

Kayıtsız Kalan İnsanlık: Beton Ada

“Gelecek, bugünü anlamak için geçmişten daha iyi bir anahtardır.” – J.G. Ballard Ballard’ın bilimkurgu edebiyatına katkılarını görmezden gelemeyiz. Kendisi, ürkütücü anlatıları yardımıyla okurlarını bilinçlendirmekle tanınır. Beton Ada da yine önemli yapıtları arasında sayılır. Genç bir mimar olan Robert Maitland, Londra’daki ofisinden evine doğru yol alırken, aracının lastiğinin patlaması sonucu otoyolların kesiştiği, otlarla kaplı noktaya, trafik adası olarak adlandırılan yere düşer. …

Devamını gör »

Siberpunk Hareketinin Tarihi

Bilimkurgu edebiyatı, kökleri milattan öncelere giderken, akacağı asıl yatağı nasıl 20. yüzyıl içinde bulduysa, siberpunk bilimkurguları da kendini 1980’li yılların ruhunda bulur. Kişisel bilgisayarlar ve internetin gündelik yaşama girişiyle yaygınlık kazanan dijital dünya algısı, popüler kültürün ileri teknoloji ürünleriyle kaynaşması, küreselleşme, çok uluslu kapitalizmin yükselişi, her alan ve anlamda sınırların birbirine karışıp, ortadan kalkmaya başlaması, seksenlerin fütüristik ve metaforik bir …

Devamını gör »