Çocukluğunuzdasınız, köyün karanlığında. Herkesin suratını belli belirsiz ay ışığı aydınlatıyor. Loşluğun hoşluğu ve tekinsizliği arasında gelip gidiyorsunuz. Çok iyi hikâyeler bilen aile büyüğü, fırsat bu fırsat diyerek başlıyor o meşhur hikâyelerinden birini anlatmaya ve öyle bir anlatıyor ki tasvir ettiği her ana, her yere tereddüt etmeden uğruyorsunuz. “Biliyorum bu hikâyeyi, daha önce de dinlemiştim ve bu sefer gerilmeyeceğim,” dediğiniz her …
Devamını gör »