Türsel terimler sıklıkla, belli bir grup metin ya da eser üretildikten sonra bu metinlere atfedilmektedir (Geraghty, 2009: 1). Bu durum bilimkurgu (science fiction) terimi için de geçerlidir. Lüksemburg kökenli Hugo Gernsback (1884-1967), 1908 yılında Modern Electirics adlı dergiden başlayarak “bilimin harikaları” ve sonrasında kurduğu dergilerde olağanüstü konuları işleyen scientific fiction (bilimsel kurgu) adını verdiği metinleri bir araya toplamıştır. 1926 yılında …
Devamını gör »Etiket Arşivleri: Ray Bradbury
Zamanla Oyun Olmaz: A Sound of Thunder
Bilimkurgunun büyük ustalarından Ray Bradbury’nin 1952’de yazdığı ve İthaki Yayınları’ndan çıkan “Güneşin Altın Elmaları” kitabında “Bir Gök Gürültüsü” adıyla yer alan “A Sound of Thunder” öyküsü, zamanda geçmişe gitmenin gelecekte yol açabileceği olası felaketleri işleyen, türün en muhteşem anlatılarından biri. Daha sonra 2005’te Bradbury’nin bu öyküsünü temel alan ve Peter Hyams tarafından yönetilen aynı adlı film (Türkiye’de “Kıyametin Sesi” veya …
Devamını gör »Mutlaka Okunması Gereken 10 Zamanda Yolculuk Öyküsü
Bilimkurgunun en sevilen temalarından biri olan zamanda yolculuk, türün saygın yazarları tarafından defalarca işlendi. Sayamayacağımız kadar çok roman ve öyküye ilham veren bu temanın okunması gereken romanlarına şu yazımızda göz atmıştık. Şimdi ise sıra öykülerde. Kimi hikayelerde geçmişe, kimilerinde geleceğe, kimilerinde ise alternatif dünyalara seyahat ettik. Her temada olduğu gibi zaman yolculuğu temasında da unutulmaz öyküler mevcut. Bazılarında paradoksların içinden …
Devamını gör »Fahrenheit 451 Öyküleri: Yakma Zevki
“İnsanlar düşünmek istemiyorlar artık. Hayatlarından memnunlar, eğleniyor, hoşça vakit geçiriyorlar.” 22 Ağustos 1922’de ABD’de doğan Ray Bradbury, bilimkurgu türünü yaşatan ve yücelten yazarların başında geliyor. Kısa öyküleriyle ayrı, romanlarıyla ayrı başarılara imza atan Bradbury’nin şüphesiz dünya genelinde en bilindik eseri Fahrenheit 451’dir. Başyapıtı olarak görülen bu kitaba ek olarak Resimli Adam, Mars Yıllıkları, Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana, Sonbahar Ülkesi gibi …
Devamını gör »Yüzyılın En İyi Bilimkurgu Öyküleri
Bilimkurgu, 20. yüzyılla birlikte yazın alanında adını duyurmaya başlayan nispeten genç bir tür. Ortaya çıktığı ilk dönemlerde, yazın aristokrasisi tarafından her ne kadar “ucuz kurgu” olarak yaftalanıp görmezden gelinse de üretkenliği, içsel devingenliği, modern çağın tinsel atmosferini yansıtmadaki başarısı ve kalem koşturma alanındaki enginliğiyle her daim ayakları üzerinde durmayı ve toplumsal etkisini genişletmeyi bildi. 1950’li yılların sonuna değin özellikle Isaac …
Devamını gör »Cayır Cayır Bir Distopya: Fahrenheit 451
Ateş kimilerine göre başlangıç kimilerine göre bir sondur. Hâlbuki ateş aslında sona götüren bir başlangıçtır. İnsanoğlu ateşi icat ettikten sonra çağ atlamış ve artık bazı şeyleri daha net görebileceği yanılgısına düşmüştür. Oysaki ateşin yaydığı o kırmızı ışığın insanoğlunun sonunu getirebileceği kimin aklına gelirdi? Yakabilmenin, dolayısıyla bir şeyleri kontrol edebilmenin hazzı insana her daim çekici gelmiştir. Bu yüzden yakmak insanlığın elinde …
Devamını gör »60’lı Yıllardan 10 Bilimkurgu Filmi
60’lı yıllar, bilimkurgu sinema tarihine ve bilimkurgu severlerin zihinlerine altın harflerle kazınan filmlerle dolu: The Time Machine (1960), The Last Man on Earth (1964), Fahrenheit 451 (1966), 2001: A Space Odyssey (1968), Planet of the Apes (1968) bunlardan birkaçı. Geriye kalanlardan 10 tanesini de gelin birlikte inceleyelim. 1. The Day of the Triffids (1963) The Day of the Triffids İngiliz bilimkurgu yazarı John Wyndham’ın 1951 tarihli aynı …
Devamını gör »Ray Bradbury ile Bir Gece: Yazmanın Hijyeni
Gerçek bir yazma süreci nasıl başlamalı? Yazarın tutkusu, yaşamı, uğraşları ve hayatla olan bağı nasıl olmalı? Yazarlıktan ne beklemeli, ne beklememeli? Roman nasıl yazılmalı? Hikaye nasıl biriktirilmeli?… Tüm bu soruların cevabını Ray Bradbury yavaş yavaş; ama büyük bir tutkuyla anlatıyor. Bu videoyu ilk izlediğimde: “İşte! Sonunda! Nihayet, doğru dürüst bir rehber bulabildim,” demiştim. Yazmak eyleminin içinde boğulmaktan ve gözlerim kör …
Devamını gör »Modern Bir Cadı Distopyası: What Happened to Monday
Türkiye’de “Yedinci Hayat” ismiyle bilinen What Happened to Monday, nüfusun giderek arttığı bir geleceği ve bu gelecekteki sorunları konu ediyor. Esasında filmin başarılı olması için gerekli her şey var ama senaryoya toslamışlar. Norveçli yönetmen Tommy Wirkola henüz çıkışını yapmamışsa da vasat üstü ve çalışkan bir sinema emekçisi. Kastta Noomi Rapace, Willem Dafoe, Glenn Close var. İnsan nüfusu hızla artmaktadır. Tek …
Devamını gör »Bilimkurgunun Kaleydoskopu: Resimli Adam
Resimli Adam roketler, çeşmeler ve insanların oluşturduğu bir karmaşaydı. Bunlar o kadar detaylı ve rengârenkti ki Resimli Adam’ın bedeninde yaşayan bu kalabalıkların ufak ve sessiz mırıltıları duyuluyordu adeta. Teni gerildiğinde ufak ağızlar hareketleniyor, minik yeşil ve altın sarısı gözler kırpışıyor, küçük pembe eller oynuyordu. Hayallerin henüz Kaf Dağı’nın ardını keşfetmediği, tüm canlılıklarıyla gözlerinizin önünde dans ettiği parıltılı bir dönemdir çocukluk. …
Devamını gör »