The Expanse‘in 3. sezon çekimlerinin tamamlandığına ve “post-production”’a gittiğine dair haberler gelmeye başladı. Yaz aylarında ekranlara gelecek yeni sezonda özlediğimiz karakterleri, politik çekişmeleri –ki şimdiden sosyal medyada kuşaklıları, marslıları veya dünyalıları destekleyenler görebiliriz-, savaşları ve uzay gemilerini görmeyi iple çekiyoruz. Peki insanları diziye bağlayan sebepler sadece bunlar mıydı, yoksa bir TV dizisinde görmeye alışık olmadığımız kadar gerçekçi bir teknoloji, bilim …
Devamını gör »Etiket Arşivleri: Yerçekimi
Gerçekçi Sinema
Başarılı yönetmen Alfanso Cuaron’un Gravity (Yerçekimi) filmi, bizlere sinemada gerçekçilik akımının iyi bir örneğini sundu. Alman dışavurumculuğu ile İtalyan yeni ve Fransız yeni dalgasının bir uzantısıydı Gravity. Cuaron’un bu eserini hayata geçirmek için artık modern bir klasik kabul edilen Children Of Man’dan (Son Umut – 2006) sonra uzunca bir ara vermesinin asıl sebebi, seyirciye gerçekçi bir deneyim yaşatabilmek adına mevcut …
Devamını gör »Uzayın Korkunç Yüzü: Gravity
“Evren hakkındaki en dehşet verici gerçek, onun düşman olması değil, kayıtsız olmasıdır.” – Stanley Kubrick Gravity, kalabalık olmayan oyuncu kadrosuyla ses getirmeyi başarmış nadir filmlerden biri. 2013 yılında gösterime giren film, en büyük etkiyi Dünya görüntüleri ve bilimsel gerçekliğiyle yaptı ve aynı zamanda yazarı, yönetmeni ve yapımcısı olan Alfonso Cuaron‘a büyük şöhret getirdi. Baştaki, “Uzayda yaşam imkansızdır,” iddiasını 90 dakika boyunca …
Devamını gör »Astronotların Yaşadığı Kısmi Körlüğün Nedeni Anlaşıldı
Astronotların sıkı bir eğitimden ve eleme sürecinden geçtiğini biliyoruz. Dünya dışındaki zorlu şartlara göğüs germek için sağlıklarının ve fiziksel kapasitelerinin zirvesinde olmalılar. Bu yüzden, Uluslararası Uzay İstasyonu‘nda bulunmuş astronotların üçte ikisinin görme sıkıntısı yaşaması, büyük bir sorun olarak dikkatleri üzerine çekiyor. NASA, kafatası basıncı sebebiyle oluşan görme bozukluğu sendromunun (VIIP) astronotlarda gözlemlendiğini açıkladı. Bu sağlık sorununun, yerçekimsiz ortam yüzünden gözdeki …
Devamını gör »İnsanlığın Önündeki En Büyük Engel: Kütle Çekimi
Bildiğiniz gibi fizikte kütle çekiminin çeşitli tanımları vardır. En basitinden Newton‘ın tanımına göre kütlesi olan her maddenin birbirine doğru hareket ettiği doğa olayıdır. Peki ne tür bir düşmandır bu? Çeşitli bilimkurgu yapımları, insanlığın uzak bir yıldız sistemine göçünü konu alır. Hatta önemli bazı bilim insanları da insan türünün uzaya açılması gerektiğini dile getirir. Aksi takdirde neslimiz sonunda yok olacaktır. Evet, …
Devamını gör »Bilimkurguda Anti-Çekim Fikri
Yerçekimini yenme düşü her zaman bilimkurgunun gözde temalarından olmuştur. Bir yerçekimi kuyusunun dibinde yaşıyoruz ve uzaya çıkmamızın önündeki en büyük engel, hala bu kuyudan çıkmak için gereken enerjinin büyüklüğü olmaya devam ediyor. Büyük kütleli bütün gökcisimleri (örneğin Mars) bize aynı sorunu çıkarmakta. Tıpkı ayak bileğinden prangayla gezegene bağlanmış mahkûmlar gibiyiz. Yerçekimini yenme düşüncesi ilk başlardan itibaren bilimkurguda işlenmişti. Joseph Atterley’in “Ay’a …
Devamını gör »Yerçekimi Olmasa Ne Olurdu?
Yerçekimi bir günlüğüne ortadan kalksaydı başımıza neler gelirdi? Hepimiz yerçekimi kuvvetini hissediyoruz. Yukarı sıçradığımızda yere düşmemizin nedeni bu kuvvettir. Peki yerçekimi kuvveti olmasaydı ne olurdu? Fizik kuralları bize bunun mümkün olmadığını söylüyor. Ama insanlar bu fikri araştırmaktan da geri durmuyor. Yerçekimsizliğin Vücuda Etkileri Birçok uzmanın ortak aklına dayanarak, yerçekiminin birden ortadan kalkması halinde başımıza gelecekleri tahmin edebiliriz. Öncelikle yerçekimsiz ortamlarda …
Devamını gör »Gezegen ve Yıldızların Boyutları Neden Farklı?
Evrimlerinin çok çok uzun sürmesinden dolayı gezegen ve yıldızların oluşma mekanizmalarını kavrayışımız ne yazık ki hala biraz eksik. Ama şimdi kafamızdaki soru işaretlerini gidermeye yardımcı olacak yeni bir yaklaşım mevcut. Kuzey Carolina, Duke Üniversitesi’nden Profesör Adrian Bejan ve öğrencisi Russell Wagstaff, gök cisimlerinin neden farklı boyutlarda olduğunu araştırıyor. Halbuki bütün maddenin homojen dağıldığı ve tüm gök cisimlerinin aynı boyutta olduğu …
Devamını gör »Uzay ve Zaman Nasıl Ortaya Çıktı? (2. Bölüm)
Uzayın ortaya çıkışına dair ele alacağımız ilk çalışma, 2008 yılında Tomasz Konopka, Fotini Markopoulou ve Lee Smolin tarafından ortaya atılmış olan Kuantum Grafiti kuramı. Kuramın ismi sadece bir şakadan ibaret. Kuramcılar aslında yeni bir kuantum gravite (yerçekimi) kuramı oluşturmak üzere yola çıktıklarını söylüyorlar. (Grafiti~Gravite). Özetle kuram, uzayın ortaya çıkmasını evrenin faz geçişiyle açıklıyor. Kurama göre, nokta benzeri taneciklerin oluşturduğu bir ağdan ibaret olan evren, başlangıçta bütün taneciklerin birbiriyle bağlantılı olduğu yüksek …
Devamını gör »Değeri Pek Bilinmeyen Bir Yetenek: Yürümek
1. Kısım… Dünya’dayken çok rastladığımız için bize sıradan gelen bazı evrensel muhteşemlikler var. Yağmur ve ateş gibi… Mangal yapmak için gereken ateşi Güneş Sistemi’nde nerede bulabilirsiniz? Cevabı duyar gibiyim. Dünya dışında başka bir yerde, Dünya’daki bir moronun hafta sonu eğlencesi olarak yapabildiği mangal için birkaç dahi ve milyarlarca dolarlık yatırım gerekir. Şimdi gelelim “yürümek” eylemine. Herkes uçmanın hayalini kurar ama …
Devamını gör »