O’Neill sınıfı anagemiler, Asgard ırkının ürettiği en gelişmiş savaş gemileridir. Asgard‘lar bu gemileri karşılaştıkları en çetin düşman olan Çoğalıcılar’a karşı bir kesin çözüm olarak tasarlamıştır. Ayrıca sonradan Asgard filosundaki Beliskner sınıfı gemilerin de yerine geçmiştir. Kendilerine yaptığı büyük yardımların onuruna Asgard’lar, yeni gemilerine dünyalı Jack O’Neill‘in adını vermişlerdir. Bu ve bundan sonra üretilen yeni gemiler bu yüzden “O’Neill” olarak sınıflandırılır.
O’Neill sınıfı savaş gemileri hem boy hem de silah gücü bakımından Dünya, Goa’uld ve diğer pek çok medeniyetin gelişmiş gemilerini gölgede bırakır. Bu gemiler Asgard’ın ürettiği en gelişmiş silahları taşır. O’Neill sınıfı gemiler daha sonradan eski Beliskner sınıfı gemilerin yerine geçti ve Asgard’lar düşman güçlere karşı bu gemileri kullanmaya başladı. Bu gemiler bilinmeyen sayıda Nötrino İyon Jeneratörü ile çalışır, ayrıca elliden fazla Asgard taşıyıcı sistemine (ışınlanma) sahiptir. Diğer bir eşsiz teknolojisi de patlama baskılama sistemidir.
TASARIM
Uzunluk: 1500 metre
Genişlik: 700 metre
Yükseklik-Derinlik: Güverteye göre değişiyor.
O’Neill sınıfı gemiler, Asgard’ın ürettiği diğer gemilerle benzer bir tasarıma sahiptir; uzun bir ana gövde, gövdeye dik olarak eklenmiş iki büyük sütun benzeri ek güverteler. Aslında bu gemiler en çok Beliskner sınıfı gemilere benzer. Fakat bazı yönlerden farklıdır. Her şeyden önce gövde kaplamasına kullanılan malzeme sebebiyle rengi siyah değil parlak-metalik beyazdır. Bunlara ek olarak yüzey tasarımı daha eğimli ve pürüzsüzdür. Bu özellikleri ile Star Wars serisindeki Naboo gemilerine benzerler. Beliskner sınıfı gemilerden ayrılan bir diğer özelliği burun yapılarıdır. Beliskner sınıfı gemilerin burun şekli bir çekici andırır, O’neill sınıfı gemiler ise daha uzun, köşeli küreği andıran bir burun tasarımına sahiptir.
İki gemide de bulunan dikey güvertelerde bazı küçük değişiklikler göze çarpar; Beliskner sınıfı gemilerin dikey güvertesi köşeli dik ve sert hatlara sahipken, O’Neill sınıfının dikey güvertesi daha eğimli kavisli, kamayı andıran bir yapıdadır. Bununla birlikte muhtemelen makine dairesi, motor, manevra ve hipersürücü sistemlerinin bulunduğu 3. güverte (geminin arkasında bulunan yarım daire şeklindeki bölge) birbirinden bazı ufak farklarla ayrılır. Beliskner sınıfında bu bölge ana güverte ile aynı seviyededir ve “U” şeklini andıran bir yapısı vardır, O’Neill sınıfında ise 3. güverte, ana gövdenin altında kalacak şekilde inşa edilmiştir ve şekli “U” şeklinden ziyade tam bir dairenin beşte birlik kısmı gibi eğimli dairesel bir yapıdadır ve bir kanadı andırır. Geminin silahları burun bölgesinin iki yanında ve 3. güvertenin iç kısmındaki uç noktalardan dışarı bakacak şekilde yerleştirilmiştir.
MANEVRA YETENEĞİ
O’Neill sınıfı gemiler inanılmaz bir manevra yeteneğine sahiptir. Devasa boyutlarına rağmen kendinden çok daha küçük gemilerden bile daha çeviktir. P3Y-229‘daki savaş sırasında K’vasir‘in komuta ettiği gemi kendinden çok daha küçük gemilerden beklenecek tarzda bir uçuş gerçekleştirdi; gayet hızlı bir şekilde güçlü kalkanlarının da yardımı ile önündeki 4 geminin açtığı ağır ateşe karşı hızlı bir şekilde daldı. 1500 metrelik muazzam boyutuna rağmen adeta bir F-16 gibi it dalaşı tarzında manevralar yaptı. Bu çevik manevraları muhtemelen kanatları ve burnundaki manyetik motorlar ile yapıyor. Tabi dikey güvertelerinde manevra yeteneğini geliştiren ek donanımların olması da muhtemel. Ne yazık ki bu gemilerin iç tasarımını veya şemasını görme şansımız olmadı, bu yüzden nasıl bu kadar çevik manevralar yaptığını kestirmek zor.
KALKAN TEKNOLOJİSİ
O’Neill sınıfı gemiler Stargate serisindeki en güçlü kalkanlardan birine sahiptir. Bu kalkanlar Ori savaş gemilerinin, Ha’tak sınıfı gemileri tek atışla gökyüzünden silen merkez enerji silahlarının gücüne rahatça dayanabilir. Ayrıca bilinen en güçlü gövde kaplamasına da sahiptir, Asgardlar önüne gelen her şeyi bisküvi gibi yiyen Çoğalıcılar’a karşı bu gemileri naquaddah, trinium ve karbon ile oluşturdukları bir alaşımı kullanarak zırhlamışlardır. Bu kaplama gemiye hem ayrı bir güzellik katar ve hem de gemiyi pek çok saldırıya karşı korur.
HİPERSÜRÜCÜ SİSTEMLERİ
O’Neill sınıfındaki hipersürücü sistemleri, Beliskner sınıfı gemilerdeki hipersürücülerden çok daha üstün olup, muhtemelen geliştirilen en hızlı hipersürücüdür. Bu hipersürücüler ile O’Neill sınıfı anagemiler, Othalla ve Samanyolu Galaksisi arasındaki 4.000.000 ışıkyılı mesafeyi saatler, hatta bazı durumlarda dakikalar içinde alabilir. Bu özellikleri ile hem Stargate serilerindeki hem de diğer pek çok bilimkurgu serisindeki gemilerden çok daha hızlıdır.
SAVUNMA VE SİLAH SİSTEMLERİ
O’Neill sınıfı gemiler, silah sistemleri konusunda kalkan ve hipersürücü konularındaki gibi abartılı değildir. Mütevazı sayılacak cinsten silahlar taşır. Bunlar kanatlara ve buruna yerleştirilmiş 4 adet Asgard iyon topudur. Bu silahlar Asgardlar tarafından gemilerin inşaasına kadar geliştirilmiş en güçlü silahtır. Ana kullanım amacı Çoğalıcı kontrolündeki gemileri ve Çoğalıcı bloklarını yok etmektir. Blokları yok etmek blokların katı ve düzenli yapısı nedeniyle basittir ama aralarındaki bağları temelli kırmak daha zordur. Çünkü bu bağların temeli atom çekirdeği ile elektronlar arasındaki bağa dayanır. Kırılsa bile yeniden oluşturulabilir. Bunu engellemenin bir yolu bağı kuran blokları yok etmektir ve iyon topu bu amaçla yapılmıştır.
Diğer yol ise blokları tamamen atıl hale getirmektir ve Asgardlar, Çoğalıcılar’ın yapısı hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları için bu tür bir silahı ilk seferinde geliştirememiştir. Asgard iyon topları, geliştirildikleri asıl düşman olan Çoğalıcılar’ın baskın gücü sayesinde diğer düşmanlara karşı da oldukça avantajlı olmuştur. Bu silahlar Ori savaş gemisi haricinde bilinen tüm düşman savunma sistemlerini kırabilir. Ori gemilerinin çok yüksek değerde enerji ile oluşturulan kalkanlarına karşı bariz bir şekilde zayıf kalırlar. Bu zayıflığın farkına varan Kvasir, P3Y-229’deki savaşın ilk saatlerinde kontrolündeki gemiyi Asgard ana gezegenine geri göndermiş ve bu yeni düşmanın sahip olduğu olanaklardan Asgard Yüksek Konseyi‘ni haberdar ederek yeni nesil bir silahın geliştirilmesini sağlamıştır; fakat yeni geliştirilen Plazma Işın Topu‘nun O’neill sınıfı gemilerde kullanılıp kullanılmadığı bilinmemektedir.
Hazırlayan: Mehmet Gürdal
merhabalar
bilmeyenler için stargate dizisi dünyadaki piramitleri uzaylıların yaptığı ve aslında uzay gemisi olduğunu kabul eder, stargate ise mısır kazılarında bulunmuş halka şeklinde ve üzerindeki simgeleri kullandığınızda diğer gezegenlerdeki yıldız geçitlerine(stargate) bağlanan, bunuda uzaydaki solucan deliklerini kullanarak Eskiler olarak adlandırılan(atlantisi kuranlar) 10 bin yıl önce yok olmuş birk ırk tarafından yapılmıştır..izlemeyenler özellikle bilim kurgu sevenler mutlaka izlemeli bol macerası var, Keşke diğer araçlarıda inceleseydiniz!.. Kolay gelsin hayırlı çalışmalar…