Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
Babylon 5, Star Trek veya Star Wars kadar adı geçmese de başı sonu önceden planlanmış hikâyesiyle tüm zamanların en iyi bilimkurgu dizilerinden biri. Yazar ve yapımcı J. Michael Straczynski tarafından yaratılan ve özellikle 90’lı yıllara damgasını vuran dizi, incelikli senaryosu, politik dokusu ve kompleks kurgusuyla geniş bir hayran kitlesine sahip. Toplam 110 bölümden oluşan dizinin 91 bölümünü bizzat Straczynski’nin yazdığını ve sonuç olarak klişelerden uzak, karakter odaklı, nitelikli bir dizi ortaya çıktığını da belirtelim.
2257 ile 2262 yılları arasında geçen Babylon 5, insanlığın uzayda kolonileştiği ve pek çok uzaylı tür ile temas kurduğu kurgusal bir geleceği konu alıyor. Dünya İttifakı, tüm türlerin birbirleriyle ticari ve diplomatik ilişkiler kurabilmesi ve galaksideki barış ortamının korunabilmesi için Babylon 5 adı verilen dev bir uzay istasyonu inşa ediyor ve böylelikle de macera başlıyor.
Peki ama aradan geçen onca yıla rağmen Babylon 5‘ı hâlâ övgüyle anmamızın, bir bilimkurgu efsanesi olarak görmemizin altında neler yatıyor? Gelin, Babylon 5’ı bir televizyon efsanesi hâline getiren beş önemli unsura bir göz atalım…
Dikkatli Bir Planlamanın Ürünüydü
The X-Files‘ın yaratıcısı Chris Carter, dizinin 216 bölümünden 68’ini yazdı. Lost‘un yaratıcılarından Damon Lindelof ise 119 bölümden 41’ini kaleme almasıyla ünlü. Ancak iş J. Michael Straczynski’ye geldiğinde durum daha da ciddileşiyor. Zira Straczynski, diğer herkesten ileri gitti ve neredeyse dizinin tamamını bizzat kaleme aldı. Hatta bununla da yetinmedi ve bağlantılı romanların ana hatlarını bile belirledi.
Yazarın üretkenliğini bir kenara koyarsak, bu durum dizinin net bir vizyonla başlayıp net bir sonla bitmesini sağladı. J. Michael Straczynski, yayıncı kanalın yöneticileriyle yaşadığı sayısız soruna rağmen asla tereddüt etmedi. Kısacası, eğer başı sonu ince ince örülmüş bir hikâye arıyorsanız Babylon 5‘a mutlaka şans vermelisiniz.
En Küçük Anlar Bile Önemliydi
Tüm hikâyesi baştan sona planlanmış çok fazla yapım yok. Hele de günümüzde. Elbette bu durum, dizide karşımıza çıkan her ayrıntının bir sebeple hikâyeye eklendiği anlamına geliyor. Hatta bir bölümde anlık olarak karşımıza çıkan bir ayrıntı, dizinin ilerleyen bölümlerinde birden ciddileşip hikâyenin merkezine oturabiliyor.
O nedenle Babylon 5, zaman öldürmek için izlenecek türden bir dizi değil. Seyircisinden dikkat ve yoğunluk bekliyor. Eğer bu takibatı yapmazsanız, ileride neler olup bittiğini, hikâyenin bir anda neden başka bir yöne doğru kaydığını anlamakta güçlük çekebilirsiniz.
Her Türlü Risk Öngörüldü
Kadro değişiklikleri veya yapımcıların kontrolü dışında gelişen ani oyuncu ayrılışları bile Babylon 5‘ın planının bir parçasıydı. J. Michael Straczynski, bir hayranın sorusuna web sitesinde şöyle yanıt verdi:
“Bir yazar olarak, uzun vadeli bir hikâye ortaya koyarken olasılıkları planlamamak tehlikeli ve dar görüşlü olurdu. Bu uzun yolculuğa adım atarken tüm riskleri önceden hesaplamıştım.”
Konuk Yazarlar Planı Biliyordu
J. Michael Straczynski, Babylon 5‘taki tek yazar değildi. Ancak sonraki yıllarda ortaya çıkan “kervan yolda düzülür” mantığındaki dizilerinin aksine, diğer yazarlara genel hikâyenin ana hatlarını aktarmayı yeğledi. Bu sayede her yazar, hikâyenin hangi sona doğru ilerlediğini bilerek kalem koşturdu ve asla rotadan sapmadı.
Bu isimler arasında efsanevi Hulk çizgi roman yazarı Peter David, Neil Gaiman ve edebiyat dehası Harlan Ellison da vardı. Hatta Ellison, bir bölümde konuk oyuncu olarak da yer aldı.
Raydan Asla Çıkmadı
Babylon 5‘ın tekil vizyonu ve iyi düşünülmüş titiz planlaması ile artık karşılaşmak çok zor. Eğer öyle olsaydı Game of Thrones, Westworld veya Star Trek: Discovery gibi bitiş çizgisine varmadan dağılan diziler görmezdik.
Babylon 5‘ın temel yapı taşları o kadar karmaşık ki, diziyi böylesi harika kılan şeyi spoiler vermeden açıklamak oldukça zor. Ancak şundan kesinlikle emin olun: Yolculuğun varacağı yer buna değecek.
