”Göz kırpma!” – The Doctor.
Doctor Who Evreninde Türler adlı yazı dizimizin bu haftaki konuğu Ağlayan Melekler. Ağlayan Meleklerin bilinen bir gezegenleri yoktur. Kökenlerine dair fazla bir şey bilinmiyor. Öncelikle genel özelliklerine bakacak olursak karşımıza diğer ırklarda olmayan çok garip bir yetenek çıkar. Ağlayan Melekler, Quantum-Locked insansılarıdır. Quantum-Locked bir savunma mekanizmasıdır. Kısaca bir Ağlayan Melek herhangi bir canlı tarafından gözlemlendiği zaman –ki bu canlı başka bir Ağlayan Melek de olabilir– anında kaskatı kesilir. Tamamen taşa dönüşür.
Bu özellik onları zarar görmeye karşı daha da güçlü yapar. Zarar görmeleri büyük oranda engellenir. Fakat bu özelliği kullanmaları için illa gözlemlenmeleri gerekmez. Bir Ağlayan Melek kendisi ne zaman isterse o zaman taşa dönüşebilir veya bir canlı tarafından gözlemlendiğine inanırsa, öyle düşünürse de taşa dönüşebilir.
”En büyük nitelikleri en büyük lanetleridir. Asla Görünmezler. Evrendeki en yalnız yaratıklardır.” – The Doctor.
Eğer bir kişi Ağlayan bir melek ile karşılarsa yapmasa gereken şey sürekli meleğe doğru bakmasıdır. Eğer gözünü çevirirse ya da bir anlığına bile olsa farklı bir yere bakarsa hatta ve hatta göz bile kırparsa Melek hareket eder. Bu özellik ilk başta çok yararlı ve güzel bir şey olarak görünebilir, ama eğer Ağlayan Melekler yanlışlıkla birbirlerine bakarlarsa taşa dönüşürler, bunun geri dönüşü yoktur ve ta ki açlıktan ölene kadar bu halde kalırlar.
Eğer aynada kendilerini görürlerse yine sonsuza kadar kapana kısılırlar. Fakat Ağlayan Melekler bunu engellemek için elleriyle yüzlerini kapatırlar. Bu özellik çoğu zaman işe yarar ve birbirleriyle göz göze gelmelerini engeller. Quantum-Locked yeteneği Ağlayan Meleklere özgü değildir. Bu yeteneği kullanan farklı canlılar da vardır.
Ağlayan Melekler, nazik ve ölüm saçan psikopatlar olarak anılırlar. Bunun nedeni ise şudur: Ağlayan Melekler kurbanlarını alırlar, geçmişte bir zaman dilimine bırakırlar ve kurbanlarının hayatlarının geri kalanını burada geçirmesine izin verirler. Kurbanları farklı bir zaman diliminde normal bir hayat sürmeye devam eder. Bunun karşılığında ise kurbanlarının kalan hayat enerjilerini çekip alırlar ve bu enerji ile beslenirler. Fakat bu enerji başka bir enerjiyle kıyaslandığında az kalırsa kurbanlarının boyunlarını kırarak veya farklı şekillerde öldürebilirler. Ağlayan Melekler, evren kadar yaşlıdır. Görünüşleri eski Yunandaki heykellere benzer. İstedikleri heykeli kendilerine katıp, ona hayat verme yetenekleri vardır. Bir heykele hayat verdikleri zaman heykel en son görünümünde canlanır. Bebek Ağlayan Melekler ise çıplak bir şekilde görünürler ve yetişkin Meleklerden tek fiziksel farkları boylarıdır. Bebekler, yetişkinlerin sahip olduğu bütün karakteristik özelliklere sahiptir.
Bebekler ile yetişkinlerin en büyük farkları, görülmedikleri zamanlarda bebeklerin ayak sesleri ve çocukça kıkırdamaları duyulabilir. Ayrıca Ağlayan Melekler istedikleri boyutta heykellere hayat verebilir. Bunun bir örneğini Modern Doctor Who serisinde görmüştük. Serinin 7.sezon 5.bölümünde Ağlayan Melekler, Özgürlük Heykeli’ni bir meleğe dönüştürmüşlerdi. Ağlayan Melekler açlık çektikleri zaman taşa dönüştüklerinde dış yapıları zayıflar, kanatlarını kaybederler, orijinal formlarından uzaklaşırlar ve sıradan bir heykel gibi görünmeye başlarlar. Aynı zamanda aç bir Ağlayan Melek ile tok olan bir Ağlayan Meleğin hızları da aynı değildir. Aç olan daha yavaş hareket eder. Fakat beslenmeye başladıkları zaman sadece 1 saat içinde eski görünüşlerine ve sağlıklarına kavuşurlar. Ayrıca açlık, bir Meleğin canlıları geçmişe gönderme yeteneğini kullanmasını engelleyebilir.
”Yalnız suikastçılar. Öyle çağrılırlardı. Kimse nereden geldiklerini bilmiyor. Fakat neredeyse evren kadar yaşlılar ve bu kadar uzun süre hayatta kalmalarının nedeni bugüne kadar evrimleşmiş en mükemmel savunma mekanizmasına sahip olmalarıdır.” – The Doctor.
Ağlayan Melek öpücüklerinin birçok farklı özelliği vardır. Bir canlıyı öptüklerinde, onu diğer bireylerin kopyalarına dönüştürebilirler. Fakat bu kopyalar sadece birkaç haftalık ömre sahiptir. Ayrıca öpücükleri bütün yaşam enerjisini çekip kurbanı toza dönüştürebilir. Tek bir dokunuşları ile canlıları zamanda istedikleri noktaya gönderebilirler ve bunu yaptıktan sonra kurbanlarının yaşam enerjileri ile beslenirler. Fakat bu zorunluluk değildir. İstedikleri zaman canlıları uzay ve zamanda bir noktaya ışınlayabilirler.
Ayrıca ilginç bir özellikleri daha vardır. Aslında bu tam olarak kesin değildir, fakat yaşanmıştır ve bu özellik 10. Doktor tarafından teorileştirilmiştir. Bu teoriye göre bir meleğin dokunduğu bir canlıya farklı bir canlı dokunursa ikisi de aynı zaman dilimine giderler. Bu özellik ile 5. Doktor da karşılaşmıştır ve bu olay üzerine Ağlayan Melekler 5. Doktor tarafından evrendeki en insancıl psikopatlar olarak tanımlanmıştır. Beslenmeleri için illa canlıların zaman enerjilerine ihtiyaç yoktur. Örneğin, bir Galaksi-Sınıfı Star Liner’ın ortaya çıkardığı radyasyondan da beslenebilirler.
”Göz kırparsan ölürsün.” – The Doctor.
Ağlayan Melekler çok güçlüdür. Çelik kapıları kırabilir, dokunmadan tekerlekleri döndürebilirler. Bir kaynaktan öğrendiğimize göre, Ağlayan Melekler zehirlenmek yerine bir zaman paradoksundan beslenebilirler. Bunlar dışında çok hızlı hareket ederler ama bu hız kurbanlarına yaklaştıkça azalıyor gibi görünür. Karanlıkta da görürler. Tamamen karanlık bir ortamda hiçbir şekilde zorlanmadan sanki ışık altındaymış gibi avlarının peşinden koşarlar. Bir Ağlayan Meleğin videosu veya resmi de aslında bir Ağlayan Melektir.
Bir Ağlayan Melek kurbanının gözlerine baktığında, kurbanının görme merkezinde kendisinin bir resmini oluşturur. Kurban, melek tarafından çeşitli şekillerde etkilenir, ta ki melek tamamen büyüyene kadar. Bu Ağlayan Melek tamamen büyüdüğünde kurbanı öldürerek oradan kaçabilir. Bu yeteneği durdurmanın tek bir yolu vardır. Kurbanın görme merkezini kapatmak. Bu olayı Modern Doctor Who serisinin 5.sezonunun 4. ve 5.bölümlerinde gördük. Ayrıca Melekleri bir video sistemiyle canlı olarak kayıt altına alırsak melek bu video sistemine ve sistemin bağlı olduğu diğer tüm sistemlere karşı konulamaz bir erişim sağlar.
Ağlayan Meleklerin anlaşılır bir sesleri yoktur. Fakat tiz bir gülme sesi çıkarabilir ve bu ses çok korkunçtur ve duymak istemezsiniz. Ölmüş bir kişinin bilincini ele geçirebilir ve bu kişi aracılığı ile konuşabilirler. Bu yeteneklerini yine Modern Doctor Who serisinin 5.sezon 4. ve 5. bölümlerinde işlenen hikayelerde gördük. Quantum-Locked savunma mekanizması yüzünden bir meleği öldürmek çok zor bir iştir, fakat imkansız değildir. Ağlayan Melekler bütün silahlara karşı bağışıklık sahibidir. Öldürmenin ilk yolu Ağlayan Meleği yeterince bir süre aç bırakmaktır. Ayrıca birbirlerine bakmalarını sağlayarak da uzun süre o halde bırakıp öldürmek mümkündür.
Aç bırakmak dışında bir başka öldürme yolu ise beslendiklerinde kendilerini zehirleyecek türde bir zaman paradoksu yaratmaktır. Acıktıkları zaman Melekler el bombalarına karşı zayıflayabilir. Raxacoricofallapatorian ırkı ise hiç zorlanmadan tek bir vuruşta Meleklerin boyunlarını kopararak onları öldürebilirler. Zaman Lortlarına göre Ağlayan Melekler, zamanın şafağında ortaya çıktılar. Uzun zaman önce, Zaman Lortları toplumunda mitolojik bir canlılar topluluğu durumundaydılar. 4.Doktor, Meleklerin var olduklarına kuşkucu bir biçimde yaklaşmıştır. Ayrıca Dünya oluşurken de 3 tane melek gezegenin içinde sıkışmıştır.
Hazırlayan: Halil Furkan Türkmen | Kaynak