Doctor Who Evreninde Türler isimli yazı dizimizde bugün konuk edeceğimiz tür Ood. Ood, Doctor Who evreninde görebileceğimiz en garip türlerinden biri. Aynı zamanda Oodkind olarak da anılırlar. Ana dünyaları Ood Sphere’dir. Ood Sphere, buzlarla kaplı ve halkaları olan bir gezegenin uydusudur. Horsehead Nebulası içinde yer alır. Dağlarla ve yüksek uçurumlarla kaplıdır. Kar oranı çok fazladır ve yüzeyinde tamamen buzlardan oluşan kalıcı yapılar bulundurur. Ood türü, 39. yüzyıla kadar bu uyduda barış içinde yaşarken ‘İkinci Büyük ve Cömert İnsan İmparatorluğu’ tarafından bu tarihte köleleştirilmiştir. İnsansı bir türdür.
Yüzlerinde bulunan ve ahtapot kollarına benzeyen yapılar sayesinde beslenirler. Ses telleri yoktur ve telepati ile iletişim kurarlar. Çok uzun bir ömürleri iki tane beyinleri vardır. Ön beyinleri kafalarında bulunur. Arka beyinleri ise genellikle ellerindedir ve bu beyin bir yapı sayesinde yüzleri ile bağlantıdadır. Ön beyinleri düşünmenin çoğunun yapıldığı ve telepatik sensörlerin bulunduğu yerdir. Arka beyin ise hafızayı ve duyguları kontrol eder. Eğer bu arka beyine bir şey olursa zihinsel dengesizlikler yaşarlar. Bu arka beyin çıkarılırsa yaşayabilir ve bunun yerine bir çeviri aygıtı takılabilir, ki bizim dizide gördüğümüz çoğu Ood’un elindeki beyaz küre beyinleri değil bu çeviri aygıtıdır.
Bunlar dışında Oodların ana dünyalarında devasa bir beyin vardır. Bu dış beyin Ood telepatisinin merkezidir. Eğer bu beyin yok olursa, bütün Ood türü ölür. Ayrıca eğer bu beyin baskılanırsa zihinsel yetenekleri zayıflar. Normal şartlar altında kibar ve zararsızdırlar. Fakat beyin yapılarından dolayı yozlaşmaya ve hızlı bir şekilde köle olmaya açıktırlar. Bu durumu Modern Doctor Who Serisi’nin ‘Planet of the Ood’ isimli 4. sezon 3. bölümünde gördük.
Telepatik yetenekleri yüzünden kendilerinden daha güçlü telepatik canlılar tarafından kontrol edilebilirler. Aslen Ood Brain adı verilen büyük bir beyin tarafından yönetilen bir kovan zihnidir. Arka beyinleri sayesinde bu yapıya bağlanıp şarkı söylerler. Bir Ood’un göz rengi telepati aktivitesine bağlı olarak değişir. Normalde kıpkırmızı olan gözleri, herhangi bir kovan zihniyle bağlantıları olmadığında beyaza dönüşür. Bazen kırmızı-göz adı verilen bir hastalık da görülür. Bu olduğu zaman Oodlar çok tehlikelidir.
Çok barışçıl bir türdür. Yukarıda da bahsedildiği gibi kendi hallerinde barış içinde yaşayıp giderken, 39. yüzyılda İkinci Büyük ve Cömert İnsan İmparatorluğu tarafından köleleştirilmiş ve İmparatorluğun dört bir yanında çeşitli işlerde kullanılmaya başlanmışlardır. Bu olaydan sonra Ood Operations adı verilen bir müdahale ile arka beyinleri çıkarılmış ve yerlerine çeviri küreleri konulmuştur.
Hazırlayan: Halil Furkan Türkmen
Beyniyle olan iletişimlerinin kopması sonucu insanların emirlerini dinlemeye başlamışlardır. Operasyonu gerçekleştiren kişiler, bunu insanlığını geri kalanından sakladılar ve bu hallerinin doğaları olduğunu ileri sürerek insanları kandırmış ve Oodları satarak para kazanmıştır.