Bilimkurgu Kulübü Bu Sitede Gelecek Var!
Doctor Who‘nun son sezonunda On Beşinci Doktorumuz Ncuti Gatwa, savaşlarla yerle bir olmuş bir gezegene, Naiplik döneminde bir baloya, Beatles’ın kayıt stüdyosuna ve sosyal medya tarafından yönetilen bir uzay kolonisine gitmişti. Dolu dolu geçen bir sezonun ardından dizinin hayranları, uzay ve zamanda tekrar seyahat edebilmek için Noel tatiline kadar beklemek zorunda.
TARDIS tekrar cisimlenene dek mizah soslu İngiliz bilimkurgusu ihtiyacınızı giderecek bir şeyler arıyorsanız, sizin için dokuz tanesini bu yazıda derledik.
Torchwood (2006–2011)
Doktor Dünya’yı sayısız kez uzaylı tehdidinden kurtardı kurtarmasına, ama ya ihtiyaç olduğunda etrafta bir Zaman Lordu bulunamazsa ne olacak? İşte dünya dışı yaşam formlarıyla bağlantılı suçları araştıran gizli bir örgüt olan Torchwood burada devreye giriyor. Bu Doctor Who yan dizisinde Dokuzuncu Doktor’un yoldaşlarından biri olan Yüzbaşı Jack Harkness’ı (John Barrowman) izliyoruz.
51. yüzyıldan gelme omniseksüel bir zaman yolcusu olan Harkness, Torchwood ekibine liderlik ediyor. Torchwood, ana diziye göre bilinçli bir tercih neticesi daha karanlık, vahşet ve cinsellik dozu daha yüksek bir dizi. İlk sezonları biraz havada kalsa da, özellikle başta Torchwood: Children of Earth adında bir mini dizi olarak yayımlanan üçüncü sezon mutlaka izlenmeli.
The Sarah Jane Adventures (2007–2011)
Sarah Jane Adventures, Doctor Who‘nun daha genç izleyici kitlesine hitap eden bir yan dizisi. Dizi, 1970’li yıllarda Üçüncü ve Dördüncü Doktor’un en ünlü yoldaşlarından biri olan gazeteci Sarah Jane Smith’i (Elisabeth Sladen) konu alıyor.
İlk bölümde 13 yaşındaki Maria, eksantrik yan komşusunun evrenin dört bir yanına seyahat etmiş biri olduğunu keşfediyor ve Sarah Jane’in evlatlık oğlu Luke ve arkadaşları Clyde ile araştırmacı bir ekip oluşturuyor. Dörtlü, dizinin beş sezonluk ömrü boyunca Slitheen, Judoon ve Sontaranlar gibi Doktor Who evreninden tanıdık kötülerle ve bazı yeni düşmanlarla karşılaşıyor.
Dirk Gently’s Holistic Detective Agency (2016–2017)
Dirk Gently’nin Holistik Dedektiflik Bürosu, Otostopçu’nun Galaksi Rehberi yazarı Douglas Adams’ın aynı adlı eserinden uyarlama bir dizi. Samuel Barnett’ın canlandırdığı Dirk, evrendeki her şeyin birbirine bağlı olduğuna, dolayısıyla yapacağı herhangi bir sorgunun eninde sonunda araştırdığı olayı açığa çıkaracağına inanan bir “holistik dedektif.”
Kayıp bir kızı bulmak üzere giriştiği çılgınca olaylar neticesinde yolunun kesiştiği gönülsüz yancısı Todd (Elijah Wood) ile içinde zaman yolculuklarının, vücut değiştirmelerin, gizli CIA projelerinin ve Dirk’ün peşine düşen tehlikeli bir “holistik suikastçinin” de olduğu fantastik maceralara atılıyor.
Years and Years (2019)
Altı bölümlük bu mini dizi, adından tahmin edilebileceği üzere on yıllara yayılan bir zaman dilimini konu alıyor. 2019’dan 2034’e kadarlık bir süreyi kapsayan dizi, İngiltere’nin çalkantılı zamanlarına şahitlik eden, birbirine düşkün Lyons ailesine odaklanıyor.
Doctor Who yapımcısı Russell T. Davies’in kaleme aldığı yapım, siyasi belirsizliklerin ve tedirginlik verici teknolojik ilerlemelerin gölgesinde karanlık bir yakın gelecek perspektifi sunuyor. Dizide Ukraynalı bir mülteciye aşık olan eşcinsel gümrük memuru (Russell Tovey) ve Birleşik Krallık’ı faşizme sürükleyen politikacı (Emma Thompson) gibi çok farklı karakterler var.
Blake’s 7 (1978–1981)
Doctor Who‘nun erken dönem başarısında, Doktor’un en ünlü düşmanlarından olan Dalekleri yaratan senarist Terry Nation’ın payı çok büyük. Nation, sonrasında totaliteryen Terra Federasyonu’na karşı savaşan sıra dışı bir grup asinin uzay maceralarına da imza attı. Bir tutsak gemisinden kaçan muhalif politikacı Blake (Gareth Thomas), korkak bir hırsızı, inatçı bir kaçakçıyı ve şeytani bir dolandırıcıyı da yanına alarak uzaylılardan çaldıkları bir uzay gemisiyle maceralara atıldı ve Federasyon’a karşı mücadeleye girişti.
Dizinin düşük bütçesinden kaynaklı zayıf görsel efektleri zamanına göre bile demode dursa da, senaryosunun gücü ve detaylı karakterleri sayesinde Blake’s 7, ahlakî ikilemlere sahip kahramanları ve beklenmedik sürprizleriyle izlemeye değer bir dizi.
Misfits (2009–2013)
İstediğiniz birilerine doğaüstü güçler bahşedebilecek olsaydınız bile, bu karanlık komedi dizisinin ana kadrosunu oluşturan beş ergen suçluyu seçmezdiniz. Kamu hizmeti cezasına çarptırılmış beşliye bir fırtına sırasında elektrik çarpıyor; bunun sonucunda her biri telepati, görünmezlik ve zamanı geri alabilme gibi sıra dışı güçlere kavuştuğunu keşfediyor.
Misfits, bu kahramanların bir araya gelerek suçla savaştığı bir dizi değil, bundan çok daha çılgın ve kaotik bir yapım. Bu durum, özellikle ekibin her bir üyesi diğerlerinin de doğaüstü güçlere kavuştuğunu keşfettiğinde doruğa ulaşıyor.
Bodies (2023)
1890 yılında Whitechapel’da bir sokakta çıplak, silahla vurularak öldürülmüş bir ceset bulunuyor. Aynı ceset aynı yerde 1941’de, 2023’te ve 2053’te de beliriyor. Bu olayların bir şekilde ilintili olduğundan habersiz dört dedektif dört farklı soruşturmaya girişir.
Sekiz bölümlük bir mini dizi olan Bodies, bilimkurguyu, polisiyeyi ve dönem dramasını ortak bir potada eriterek ilgi çekici bir gizem ortaya koyuyor. Başta dört eşzamanlı hikâyeyi çözmek için zihninizi zorlamanız gerekiyor, sonrasında tüm açık uçlar tatmin edici bir şekilde bağlanıyor.
Red Dwarf (1988–2020) (1988–2020)
Uzun ömürlü bir uzay sitcomu olan Red Dwarf, kahkahalarını amansız bir temelden devşiriyor. Bir maden gemisinde tesisatçı olan Dave Lister, uzun süreli uykusundan uyandığında tüm mürettebatın (hatta tüm insanlığın) çoktan öldüğünü keşfediyor.
Sonsuzluğa uzanan yolculuğunda kendisine eşlik eden yegane yoldaşları ise Lister’ı sürekli eleştiren şefinin hologramı, Lister’ın kedisinden evrilmiş insansı bir kedigil, bir temizlik droidi ve geminin ana bilgisayarı oluyor. Bu ortamın dizinin başlangıcından çok sonuna yakıştığını düşünebilirsiniz ama zekice yazılmış senaryosu, diziyi kahkaha dolu 12 sezon boyunca sırtlamayı başarıyor.
Black Mirror (2016–Sürüyor)
Modern zamanların Twilight Zone‘u olan antoloji serisi Black Mirror, teknolojik ilerlemelerin toplumda ne gibi etkiler yarattığına odaklanıyor. Doctor Who gibi her bölüm izleyiciyi farklı bir zamana ve olaya götürüyor. Pek çok bölüm karamsar bir distopya kurgusu çizse de, arada komik, romantik, hatta son sezonda olduğu gibi korku öğelerinin olduğu bölümler de yok değil; bu sayede Black Mirror pek çok izleyicisi için unutulmaz bir deneyim olarak çoktan kült mertebesine erişti bile.
Doctor Who‘nun 14. sezonundaki “Dot and Bubble” adlı bölümü, pek çokları tarafından “bir Black Mirror bölümü” olarak kabul ediliyor. Eğer hâlâ izlemeyenlerdenseniz, artık aslını da izleme zamanınız geldi.
