Ezra Bridger, YSÖ 19’da Lothal gezegeninde doğdu. Çocukluğu, İmparatorluk’un acımasız yönetimi altında geçti. Ebeveynlerini küçük yaşta kaybetti ve sokaklarda hayatta kalmaya çalıştı. Bir gün, isyancı bir mürettebat tarafından keşfedildi. Bu olay, hayatının dönüm noktası oldu. İsyancılar, Ezra’yı korumaya ve ona yardım etmeye karar verdi. Bu süreçte güç kullanabilen nadir kişilerden biri olduğunu anladı ve Jedi ustası Kanan Jarrus‘un himayesine girdi. Kanan, Ezra’ya Jedi yollarını öğretti, onu isyanın bir parçası hâline getirdi.
Ezra Bridger, isyancıların safında önemli roller üstlendi. İmparatorluk’a karşı giriştiği cesur eylemleriyle diğer asi grupları bir araya getirdi. Ancak ailesinin trajik ölümü, iç dünyasını sarsmış, onu karanlık tarafın cazibesine karşı daha hassas hâle getirmişti. Özellikle Malachor’da karşılaştığı zorlu deneyimler içsel çatışmasını derinleştirdi. Star Wars: Rebels’ta anlatılan hikâye tam da bu dönemlere denk geliyordu. Zaman içinde kendine ve arkadaşlarına olan bağlılığıyla karanlık tarafın cazibesine karşı koymayı öğrendi, isyancılarla birlikte birçok görevde yer aldı, İmparatorluk’a karşı savaştı ve adalet için mücadele etti. Jedi eğitimi sırasında yaşadığı zorluklara rağmen Güç’teki potansiyeli açıkça görülüyordu.
Liderlik yetenekleri zamanla ortaya çıktı ve pek çok isyancı grubun önemli bir figürü hâline geldi. Ancak İmparatorluk’un her zamankinden daha güçlü şekilde karşı saldırıya geçtiği bir dönemde, Ezra ve ekibi için zorlu zamanlar da başlamış oluyordu. Başarılarına karşın savaşı henüz bitmemişti. İmparatorluk yenilse de karanlık güçlerin varlığı ve tehdidi hâlen geçerliydi. Amiral Thrawn gibi güçlü düşmanlarla karşı karşıya gelmek zorunda kaldı ve Jedi Ustası Obi-Wan Kenobi’yi bulma görevi gibi yeni zorluklarla yüzleşti. Bu esnada isyancıların direnişi çözülmeye başlamış ve Ezra da daha büyük bir mücadele için hazırlık yapmak zorunda kalmıştı.
Kararlılığı ve liderlik yetenekleri, İmparatorluk’a karşı olan savaşlarında ve isyancıların çeşitli görevlerinde onun ve ekibinin başarısını sağladı. İmparatorluk güçlerine karşı sürdürülen bu mücadelede Ezra, sevdiklerini kaybetme riskini göze alarak İmparatorluk’un kötü niyetli planlarını bozmak için cesurca adımlar attı. Fakat bu planın gerçekleşmesi büyük bir risk ve fedakarlık gerektiriyordu. Ezra, arkadaşlarını ve sevdiklerini korumak adına tehlikeye atılmaya hazır olsa da, eylemlerinin sonuçlarını kestirmekte zorlanıyordu. Karanlık taraf daha da kuvvetlenmişti ve İmparatorluk’un gölgesi galaksiyi her zamankinden daha çok sarmıştı. Hâliyle Ezra’nın içindeki çatışma artarken, Kanan ve diğerleri ona destek oldu; güçlü bir dayanışma duygusuyla birlikte hareket ettiler. Sonuçta, Ezra’nın liderliğindeki cesur bir grup, galaksiyi kurtarmak için son bir mücadeleye girişti.
Bu son mücadelede Ezra’nın kendisiyle yüzleşmesi ve içsel gücünü bulması gerekiyordu. Karanlık tarafın cazibesine karşı koymak ve doğru olanı yapmak için büyük bir irade gücüne ihtiyacı vardı. Galaksi adına umut ışığı olmak için bu zorlu sınavı geçmek zorundaydı. Nihayetinde alacağı kararlar, galaksinin kaderini belirleyecekti. İmparatorluk’un zulmünden kurtulmak ve özgürlüğü yeniden kazanmak için atılacak adımlar, Ezra’nın liderliği altında gerçekleşecekti. Ezra, arkadaşlarıyla birlikte Lothal’da bir imparatorluk kurmak isteyen Thrawn’a karşı büyük bir direniş hareketi başlatmayı planladı. Ancak, bu planın başarılı olabilmesi için büyük bir risk almak zorundaydı.
Operasyonla Lothal gezegenindeki güçlü bir İmparatorluk tesisi olan Lothal Kubbeleri’nin devre dışı bırakılması hedeflendi. Bu tesis, İmparatorluk’un kontrolü altında olan gezegenin kaynaklarını sömürmek için kullanılıyordu. Ancak bu görevin başarılı olabilmesi için Ezra’nın İmparatorluk güçleriyle doğrudan karşı karşıya gelmesi gerekiyordu. Arkadaşları İmparatorluk güçlerine karşı cesurca savaşırken, Ezra tesise sızarak kritik sistemleri devre dışı bırakmaya çalıştı. Sonunda liderliği ve cesareti, kubbelerin devre dışı bırakılmasını sağladı ve Lothal gezegeni özgürlüğüne kavuştu. Fakat bu başarının bedeli kendisi için büyük oldu ve Thrawn ile birlikte uzay balinaları (Purrgil) tarafından hiperuzaya sürüklendi.
Ortadan kaybolan Ezra, sonraki süreçte âdeta bir kahraman hâline geldi. Kaybını kabullenen dostları, adından yıllarca övgüyle söz etti, kendisi için anma etkinlikleri düzenledi, isminin yaşaması için çaba gösterdi; Sabine Wren hariç. En yakın dostunu kaybetmenin acısını bir türlü üzerinden atamayan Sabine, yasını tutmaktansa geçmişte kalmayı seçmişti. Geçmişin hayaletleri de hakeza onun peşini bırakmamıştı. Ahsoka’nın gelişiyle başlayan olayların neticesinde, tesadüf eseri dostuna kavuşabileceğini fark eden Sabine, hırsla bu plana sarıldı ve son derece tehlikeli bir oyuna girişti. Aslında bu bir kumardı, zira Amiral Thrawn galaksiye tekrar musallat olabilirdi.
Sonunda korkulan oldu ve Ezra ile birlikte Thrawne da galaksiye geri döndü. Üstelik bu dönüşün bedeli ağır olacak gibi görünüyor.