inside job

İkinci Sezonuyla Inside Job

İlk sezonu Ekim 2021’de yayımlanan Inside Job, komplo teorilerine getirdiği mizahi yaklaşımla epey beğenilmiş ve patırtı koparmayı başarmıştı. Derin Devlet, Reptilianlar, Illuminati vs. derken sosyal medya odağında gelişen internet dedikoduları diziye zekice konu edilmiş, ilgi çekici detaylarla alaya alınmıştı. Hâliyle ikinci sezonunun onaylanması da gecikmedi. Yine Shion Takeuchi ve Alex Hirsch’in başında yer aldığı proje, nihayetinde bir senelik bekleyişin ardından geçtiğimiz günlerde izleyicinin beğenisine sunuldu. Böylece Reagan Ridley (Lizzy Caplan) ve çılgın ekibinin maceraları kaldığı yerden devam etme fırsatı buldu.

Zekice bir taşlama örneği olarak Inside Job, teknolojik öğeleri ve bilimkurgusal unsurları başarılı biçimde kullanıyor. Özellikle dolaşımdaki güncel konuları öylesine zekice okuyor ki, izleyicinin kurgu ile gerçek arasındaki farkı öne çıkarmak için kullanılan absürt detayları bile eğlenerek seyretmesi kaçınılmaz hâle geliyor. Hatta bazı konularda hem referanslar hem de teknolojik araç ve mekân tasarımları epey üst düzey bir noktaya çıkıyor ve sezon boyunca yer yer düşmesine rağmen belli bir çıtayı koruyor. Bu açıdan, mizahi yönüyle olduğu kadar bilimkurgunun teknik gereklilikleri hususunda da takdiri hak ediyor.

Not: Yazının bundan sonraki kısmı süprizbozan içermektedir.

Gelelim ikinci sezonun olay akışına. Cognito’nun başına geçtikten kısa süre sonra babası Randy (Christinan Slater) tarafından devrilen ve hayallerinden mahrum kalan Reagan’ın depresif hâlleriyle açıyoruz perdeyi. Randy’yi görevinden etmek için planlar yapmasına karşın, arkadaşları tarafından yüz üstü bırakılınca bir terapi grubuna katılır ve yeni sezonun arkını belirleyecek ilişkisi de böylece şekillenir. Illuminati’nin bu sezon, geçtiğimiz sezona göre daha fazla konuya dâhil edildiğini bu noktada söylemek mümkün. Ron, Reagan’ın karakter gelişimini sağlıyor ve sezonun geri kalanında meydana gelecek olaylara da yön veriyor. Illuminati’ye dair geyikler ve hatta diğer bazı benzeri oluşumların bahsi de bu vesileyle açılıyor.

Ancak sezonun genel konsepti, Reagan’dan ziyade yan karakterlerin geçmişlerine dair yapılan soruşturmaların ana hikâyeye hizmet etmesiyle ilerliyor. İlk sezondan farkı da net olarak bu. İlk sezonda Reagan ve babası arasındaki ilişkiye odaklanılmışken, bu kez Reagan’ın özel hayatı bir nebze irdeleniyor ve diğer karakterlere de etraflıca değiniliyor. Böylece her birinin motivasyonu itinalı biçimde ele alınıyor ve özgün hâllerinin sebepleri ortaya çıktıkça empati kurmamız da kolaylaşıyor. Sözgelimi Bret Hand (Clark Duke) neden böylesine “omurgasız” ya da Gigi (Tisha Campbell)’yi bu denli manipülatif bir kişi olmaya iten ne? Bütün bu soruların yanıtları teker teker veriliyor.

Ayrıca ekip, sezon boyunca gizli tarikat ayinlerinden şaibeli seçim sonuçlarına dek birçok olaya karışıyor. Bu sırada izleyici, aslında komplo teorileriyle alay ederken gerçeğe nasıl temas edildiğini görmüş oluyor. Dolayısıyla takım olarak farklılıklar ve buradan doğan çatışmalar, mizahi yönleri öne çıkarılarak aktarılıyor ve bir nokta belirgin hâle geliyor. İzleyenlerin dikkatini çekecek detayların en göze batanı dizideki her karakterin belli bir kitleyi temsil etmesi. Bu açıdan bakıldığında her birinin amacının aynı olduğu, farklılığı şekillendirenin ise kültürel dayatmalar olarak görülebileceği özenle vurgulanıyor.

Yunus Adam (John DiMaggio)’ın bir gazi olarak özsaygı sorununu uç fikirlerle örtmeye çalışması ya da Magic Myc (Brett Gelman)’ın topluluğundan kovulmasına rağmen halen onların onayını beklemesi mantıklı ve geçerli bir sebebe bağlanıyor ve izleyicinin anlaması sağlanıyor. Zira her canlının öyle ya da böyle onaylanma gibi ortak ihtiyaçları var neticede. Bunu göstererek de farklılıkların özden gelmediğini sergilemiş oluyorlar. Zıtlıklarına rağmen bir arada kalabilmeleri, aykırı düşüncelerine karşın uzlaşabilmeleriyle sunuluyor.

Bu hususta diğer nokta ise din dâhil birçok konuda cüretkâr yorumlarda bulunmaktan çekinmeyerek politik oyunların her çağda olduğu gibi günümüzde de başat hareket noktası olduğunu göstermeleri. Nihayetinde Inside Job’ın çıkış noktası komplo teorilerini tiye almak. Böyle düşününce politik esprilerin yer alması da hayli normal. Örneğin Vatikan’ın ve Katolik Kilise’nin popülerleşmesi için Sahte Cehennem inşa etmeleri, Avrupa siyasi tarihinin kırılma noktasına çok net bir dokunuş.

Öte yandan “kork, itaat et, tüket ve böylelikle var ol!” diyen medyanın gerçeğin değil de gerçekçi yalanların elçisi olduğuna ve nasıl Goebbelsvari bir tutumla tekdüzeleştirmenin yollarının açıldığına dair yapılan tüm göndermeler ve eleştiriler yapımın yaratıcılarının çağı ne kadar iyi okuduklarının bir göstergesi olarak ustaca sergileniyor. Özetle, ikinci sezonuyla izleyiciyle buluşan Inside Job, ince mizahi dokunuşlarına kaldığı yerden devam ediyor.

Önceki

Yazar: Emre Bozkuş

ben bir şarkıyım/atlas denizlerinden geldim/önümde dalgalar vardı/arkamda dalgalar/dalgalar bitince/ben de biterim

İlginizi Çekebilir

komplo teorileri

En Uçuk Komplo Teorileri #8

Evet, bitmedi! Yazı dizimizin bu bölümünde de yine uçuk komplo teorilerini sıralamaya devam ediyoruz. Ünlü …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin