earth 2

İnsan ve Kolonileşme: Earth 2

Earth 2, biraz şansın da yardımıyla çekildiği zamanın en iyi yapımları arasına girebilirdi. Dizi bunu hak edecek iyi bir senaryoya, bütçeye ve farklı kavramlara sahipti. Fakat işler beklenildiği gibi gitmedi ve 1994 sonbaharında ilk ve tek sezonu yayınlandıktan sonra televizyon hayatına son verildi. Diziyi değerlendirmek için Battlestar Galactica ve Lost ile karşılaştırmak doğru olacaktır. Çünkü Earth 2, her iki yapımın da bazı ortak özelliklerini bünyesinde barındırıyor. Söz konusu dizilerde olduğu gibi, Earth 2 de düşmanca bir atmosfere ve gerilime sahip. Sürekli dengede ilerleyen bir hayatta kalma savaşımı görüyoruz. Ayrıca dizide, dozunda kullanılmış bir bilimkurgu ve fantastik harmanı da mevcut. Tüm bunlara rağmen, bölümler ilerledikçe bilimsellikten uzaklaştığını ve giderek fantastik bir hale büründüğünü söyleyebiliriz.

Yıl: 2192… Dünya, içinde yaşanamayacak hale gelmiş ve maden tesisleriyle kuşatılmış bir gezegen olarak karşımıza çıkarken, insanların büyük bölümü ise uzay istasyonlarında yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu belki pek çok bilimkurgu hayranının kulağına hoş gelebilir, ancak tablo sanıldığı kadar tozpembe değil. Çünkü istasyonlarda yaşamak, Sendrom adı verilen bir hastalığın da ortaya çıkmasına sebep olmuş. Bu hastalık, özellikle küçük çocuklar üzerinde ölümcül etkilere sahip. Karakterlerimizden Devon Adair, çocuğu Sendrom hastalığından mustarip zengin bir kadın. Çocuğu için yaşanılabilir bir dünya bulmak isteyen Adair, öncü bir keşif ekibi kurmaya ve istasyondan ayrılmaya karar veriyor. Ekibin amacı, 22 ışık yılı uzaklıkta bulunan dünya benzeri bir gezegene ulaşabilmek. Ekip yola koyulduktan hemen sonra bir sabotaj tehdidi ile karşı karşıya kalıyor ve işler planlandığı gibi gitmiyor. 22 yıllık bir yolculuğun ardından kendilerini gezegenin çeşitli yerlerine dağılmış halde bulan ekip, hem tekrar bir araya gelmeye çalışıyor hem de bu yeni gezegeni keşfetmeye çabalıyor. Gezegenin ıssız bir yer olmadığı anlaşıldığındaysa dizinin gerçek konusu gün yüzüne çıkıyor.

earth2-

Bir bakıma dizi için, bilimkurguda sürüp giden “büyük Amerikan post-koloniyal rasyonalizasyon” sürecinin bir temsilcisi denebilir. Evet, konusu zamanına göre epeyce ileride; ancak tek başına özgünlük, bir bilimkurgu dizisinin unutulmaz olmasını sağlayan yegane şey değildir. Çoğu zaman diziyi sırtlayacak anlamlı bir karaktere de ihtiyaç vardır. Dizinin çoğu bölümü, görevi finanse eden Devon Adair (Debrah Farentino) etrafında dönüyor. Kolonistlerin liderliğini ise, tehditkar tavırlarıyla dikkat çeken John Danziger (Clancy Brown) üstleniyor. Kendisi için grubun alfa erkeği demek mümkün.

Derken Adair’in oğlu olan Ulysses, Terrianlar dedikleri garip, bilinçli, mistik bir yaşam formuyla ilk teması gerçekleştiriyor. Hatta kurulan bu temas, çocuğun sendrom belirtilerinde kayda değer bir iyileşme sağlıyor. Ancak Danzinger’in kızı True‘nin durumu Uly’den daha kötü; bazen bilinci gelip gidiyor ve çoğu zaman sebepsizce çığlıklar atıyor. Ekibin diğer üyeleri arasında Dr. Heller, ekibin Terrian tercümanı Alonzo, eski bir suçlu olan Yale, karamsar Morgan ve onun iyimser ve çekici karısı Bess var. Dizinin ilerleyen bölümleriyle birlikte sınıf ayrımı daha da belirginleşiyor. Zaten kimlik, sosyal sınıf ve yetki karmaşası gibi olgulara parmak basan yapım, bu açıdan gayet doyurucu işleyişler barındırıyor.

earth-2

Kısa bir süre düşündükten sonra herkes, izlediği bir dizinin en iyi ve en kötü bölümlerini rahatlıkla sıralayabilir, ancak Earth 2’de iyi ve kötüleri belirlemek biraz zor. Çünkü dizi hem kısa sürdü hem de belli bir ortalamada ilerledi. Yine de bir şeyler söylemek gerekirse, en kötüsü için “Brave New Pacifica” bölümü gösterilebilir. Söz konusu bölümde, önemsiz veya mantıksız gözüken bir yığın olay vuku buluyor. En iyi bölümü seçmek zor ama “Life Lessons” bölümü diğerlerine nispeten öne çıkıyor diyebiliriz. Çünkü bu bölümde gerek bilimkurgu ögeleri, gerekse gizem ve merak uyandırıcı ayrıntılar yerli yerinde kullanılmış.

Dizinin yayından kaldırılmasıyla ilgili çeşitli teoriler var. İlk teori sizin de tahmin edebileceğiniz gibi izlenme oranlarıyla ilgili. Bir dizi bocalamaya başladığında izlenme oranları da düşme trendine girer ve bu durum masraflı bir yapım için asla kabul edilebilir bir şey değildir. Bir diğer teori ise, ekip arasında çıkan anlaşmazlıklara dayanıyor. Ama başta da değindiğimiz gibi bunların hepsi birer teoriden ibaret. Dizinin belki de en büyük eksiği, içinde elle tutulur herhangi bir mizah barındırmıyor oluşu. Bu, dizinin hiç eğlence içermediği ya da sürekli karanlık ve kasvetli bir ortam sunduğu anlamına gelmiyor elbette. Fakat ortaya çıkan güzelim fırsatlar her defasında tepilmiş. Zira mizah, hemen her büyük bilimkurgu yapımında önemli bir faktördür. Sonuç olarak Earth 2, bir yığın ilginç ayrıntısı ve fikir açıcı sahneleriyle bilimkurgu ve gizemi bir arada izlemekten hoşlananlar için keyifli bir deneyim olabilir.

Yazar: Can Kaçan

Asimov ve Stargate hayranı...

İlginizi Çekebilir

The Acolyte

Devasa Bir Hayal Kırıklığı: The Acolyte

The Acolyte, ilk kez duyurulduğunda Star Wars evrenine cüretkar ve yenilikçi bir vizyon kazandırma hedefinin …

Bir Cevap Yazın

Bilimkurgu Kulübü sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin