Parlak bir astrofizikçi olan Dr. Meredith Rodney McKay, Samantha Carter ile birlikte Dünya’daki sayılı Stargate uzmanından biridir. Yıldız Geçidi Komutanlığı’nda ve Atlantis ana keşif ekibinde yer almıştır. Çocukluğunda piyanist olmak istemesine rağmen, öğretmenlerinin sanattaki yeteneksizliğini yüzüne vurmaktan çekinmeyip başka alanlara yönlenmesini tavsiye etmesiyle hevesi kırılmış, kaçışı ise bilimde bulmuştur. Zamanla bilimin de en az müzik kadar sanatın bir parçası olduğunu görmüştür.
51. Bölge’de Hava Kuvvetleri’ne bağlı çalışırken, bir atamayla Antartika’daki geçit üzerinde araştırma yapması istenir. Bu sayede Yıldız Geçidi Komutanlığı’na katılır. Teal’c‘ın bilincinin geçidin geçici belleğine sıkıştığı kriz sırasında yeni görevinin gerçek önemini görme şansı bulur. Geçidin hafıza kristallerinde Teal’c’tan bir şey kalmadığını savunan McKay, programın yeniden başlatılması konusunda ısrar eder. Verilecek karar kritiktir, zira Rodney yanılıyorsa Teal’c’ı sonsuza dek kaybetme ihtimalleri vardır. Nitekim Rodney yanılır. Teal’c, Goa’uld teknolojisi bir cihaz sayesinde kurtarılır ve Rodney’nin bu hatası projedeki görevinin sonlandırılmasına sebep olur. Rusya’daki naquadah reaktörü programına danışman olarak gönderilmesi Carter’ı hiç de üzmez. Başlangıçta birbirlerine karşı fiziksel bir çekim duymuş olmalarına rağmen, Carter kısa sürede küstah ve kibirli McKay’den soğumuştur bile.
Aradan bir yıl bile geçmeden Stargate uzmanımız bir başka krizi çözmek üzere yeniden Yıldız Geçidi Komutanlığı’na çağrılır. Goa’uld Sistem Lordu Anubis, geçidi doğal limitinden daha uzun süre açık tutmayı başarmış ve bu sürede geçidi haddinden fazla yükleyerek bir silah haline getirmiştir. Durdurulamazsa geçitle birlikte Dünya da yok olacaktır. McKay, Carter’ı gitgide daha çekici bulmaktadır ve başarıları karşısında kendisine saygı bile duymaya başlamıştır. Bu işte birlikte çalışmaktan oldukça memnundur. İkilinin yaptığı plana göre geçit hiperuzaya fırlatılarak tehlike atlatılacaktır.
Kadimlerin Dünya’dan ayrılırken arkalarında bıraktıkları Atlantus karakolu, Yıldız Geçidi Komutanlığı’na bağlı bir Kadim teknoloji merkezi haline gelir. McKay daha sonra buraya atanıp Kadim teknolojilerinde uzmanlaşır. Kadimler, teknolojilerinin yabancı türlerin eline geçmesini önlemek amacıyla yalnızca Kadim geni taşıyanların cihazları kullanabilmesini sağlayan bir güvenlik önlemi almıştır. Başlangıçta Komutanlıkta yalnızca O’Neill, Carter ve Dr. Carson Beckett‘ta bulunan bu gen, Dr. Beckett’ın gen terapisi çalışmaları sonucu diğer insanlara da uygulanabilir hale gelmiştir. Böylece Rodney de artık uzmanı olduğu teknolojiyi kullanabilmektedir. Dr. Rodney McKay, yetenekleri ve Atlantus’ta edindiği uzmanlığı sayesinde Pegasus Galaksisi‘ndeki Kayıp Şehir Atlantis’te de görev almıştır; bu da 5 sezonluk Stargate Atlantis dizisinde de kendisini izleme fırsatı bulduğumuz anlamına gelir.
Kadimlerin ortadan kaybolmadan önce arkalarında bir şehir bıraktığı rivayet edilmektedir. Eğer rivayet doğruysa ve yeri bulunabilirse, bu keşif insanlığın gelişiminde çok hızlı adımlar atılması anlamına gelecektir. Dr. Daniel Jackson uzun süren araştırmaları sonucu Pegasus Galaksisi’ndeki bu şehrin adresine ulaşmayı başarır, ne var ki orada neyle karşılaşacaklarını kimse bilemez. Galaksiler arası geçit açmak çok büyük bir enerji gerektirir ve dönüş yolculuğu için enerji bulabileceklerinin garantisi de yoktur. Yani tek gidişlik bir bilettir bu ve ekip üyeleri keşif arzusu ağır basan gönüllü uzmanlardan oluşturulmalıdır; örneğin Dr. Rodney McKay ve diğerlerinden…
Geçidin ötesinde, Kadimler tarafından güvenlik amacıyla okyanusa batırılıp enerji tasarrufu için beklemeye alınmış kayıp şehir yatıyordur. Dev binaları ve ileri teknolojisiyle göz kamaştıran şehrin öncelikle ekip için yaşanabilir hale getirilmesi gereklidir Ardından onca laboratuvarın gizemi çözülecek ve Kadim veritabanı incelenecektir. Tüm bunlar McKay ve Zelenka‘nın öncülüğünde yoğun mesailer gerektiren işlerdir. Ayrıca McKay’in başka işleri de vardır, Çok istekli olmasa da, Dr. Backett’ın tabiri caizse kobay fareliği görevini de yürütür. Gen terapisi ilk kez McKay üzerinde denenir örneğin. Bir türlü çıkaramadığı kişisel kalkanı, zavallıyı yemeden içmeden keser, anksiyetesinin doruklarına taşır.
Çoğunlukla kibirli bilim adamı olarak karşımıza çıksa da, en akılda kalıcı sahneleri daha çok mizah içeriklidir. Duet bölümünde Teğmen Laura Cadman ile bir darta ışınlanmaları, kurtarma sırasında ayrıştırılamayıp Rodney’nin bedeninde birlikte yaşamak zorunda kalmaları, birlikte uyuyup birlikte uyanmaları, hatta Backett’i birlikte öpmeleri işlenir… Ya da tüm donanımını kullanarak uzun uğraşlar sonucu günü kurtardığı başka bir bölümün sonunda, bir yıldız sistemini içindeki muhtemel canlılarla birlikte havaya uçurduğuna şahit oluruz… Yıllar sonra bile komik sahneleriyle hatırlanması, bilim insanı kimliğini gölgede bırakır cinstendir.
Dr. Rodney McKay, merakla güdümlenen bir karakter olduğu için özellikle etik açıdan tartışmalı konuların deneysel sonuçlarının irdelendiği bölümlerde ön plana çıkar. Galaksinin bağımsızlığı için verilen savaşta enerji ihtiyacını karşılamak amacıyla yaşam barındıran onca gezegenden bir tanesi feda edilebilir mi? Bilinç sahibi insansı makineler, özgür iradeleri insanlık yararına kısıtlanacak şekilde yeniden programlanabilir mı? Gene galakside barışı sağlamak uğruna, bilinç sahibi bir makine canlı bomba haline getirilebilir mi? Rodney gibi meraklı bir karakter, bir konuyu olası tüm bakış açılarından gösterebilmek için bir yapımın olmazsa olmazıdır. Üstelik Rodney, yetenekleri sayesinde farklı fikirleri hayata geçirip olası sonuçları somut bir şekilde gözler önüne serebilmesi açısından da oldukça kıymetlidir.
Kısa süreli de olsa, kız kardeşinin Atlantis’e gelişiyle birlikte McKay’in çocukluk anıları, aile ilişkileri ve duygusal bağları hakkında da bilgi sahibi oluruz. Ailesiyle ilişkilerinin pek de iç açıcı olmamasına karşın, karakterimiz ilerleyen zaman içinde sorunları aşmanın bir yolunu bulur. Öte yandan, McKay’in gönül ilişkileri de zaman zaman ekrana taşınan konular arasındadır. Özellikle Atlantis’in botanikçisi Katie Brown ile uzatmalı bir ilişkisi olmuş, ama çift mutlu sona ulaşamamıştır. Ne var ki ekibe sonradan katılan Jennifer Keller‘la yaşadığı aşk, ona eski acılarını unutturmayı başarır. Ancak McKay’e en büyük acıyı yaşatan olay, ekibin doktoru Carson Beckett’in ölümü olur. Çünkü Beckett onun için sadece bir ekip arkadaşı değil, aynı zamanda yakın bir sırdaştır da.
Ayrıca karakterimizin pek çok kez ölümün eşiğinden dönmesi de dizinin öne çıkan kurguları arasında yer alır. Okyanusa batan bir jamper’ın içinde mahsur kalması ve Smantha Carter’ın düşleriyle hayata tutunmaya çalışması ilk akla gelenler arasındadır kuşkusuz. Yine yabancı bir virüsün beynini işgal etmesiyle zihinsel becerisini yitirmiş, bir kadim laboratuvarında maruz kaldığı ışın sonucu da ölümün kıyısından dönmüştür. Hayatını ortaya koyduğu tüm bu uğraşlarına rağmen, Stargate projesindeki kariyerinin gizliliği nedeniyle fedakarlıkları asla gün yüzüne çıkmamıştır. Hatta Neil deGrasse Tyson ve Bill Nye‘ın da konuk oyuncu olarak katıldığı Brain Storm adlı bölümde, meslektaşlarının alay ve sataşmalarına maruz kalmıştır.
Sonuç olarak Rodney McKay, tüm o egosuna ve pısırıklığına rağmen Wraith ile girişilen savaşın kaderini değiştirmiş, zaferin kazanılmasındaki en büyük isimlerden biri olmuştur. Zaman içinde kazandığı deneyim ve becerileriyle Stargate Universe dizisinin bir bölümünde de karşımıza çıkan karakter, Stargate evrenindeki en önemli ve en eğlenceli isimlerden biri olmayı sürdürmektedir.
Düzenleyenler: Sibel İnce & İsmail Yamanol